1985 yılından itibaren pompa, fıskiye, ısıtıcılar başta olmak üzere her türlü süs havuzu ve yüzme havuzu ekipmanlarını üretmeye başlayan ve ilerleyen süreçle geniş imalat kabiliyetini, taahhütünü üstlendiği projelerde  paslanmaz çelik ve bronz mamüllerdeki üretim yeteneğini, süs havuzu ve yüzme havuzu ekipmanlarının haricinde özel imalatlar olarak da alternatif sektörlerdeki müşterileri ve çözüm ortaklarıyla paylaşan sektörün iddialı isimlerinden Civanlar Makine’nin, yönetim kurulu üyesi Hilmi Civanla görüştük. Hilmi Bey ile kendi iş kollarından yola çıkarak Türkiye ekonomisi üzerine birçok konuda istişare ettik.

 Sektöre katılma hikâyenizi anlatır mısınız?

 

Hilmi CİVAN:

 “Gümrük Birliği Türkiye’ye hiçbir zaman hayırlı bir sonuç getirmemiştir.”

İmalat sektörüne girişimiz babamızın meslek seçiminden kaynaklanıyor.  Bu mesleki seçimi; kendilerinin kalıp, makine, mekanik üzerine ustabaşılık döneminden sonra bir aile şirketi olmamız hasebiyle ben ve kardeşimi meslek liselerine yönlendirdi.  1977 yılı Türkiye’sinde pazar payı oldukça yüksekti. Dönem itibarıyla emeğinizin karşılığını bulabiliyordunuz. Makinacılık, parça kalıp imalatlarına da ağırlık verince 1985 ve sonrası sektöre daha çok kanalize olduk. Özal döneminde çevresel etkenler, inşaların insanca yaşayabileceği ortamların oluşturulması, suyla var olan bire bir animasyonlar ortaya çıktı. Havuzlu,  fıskıyeli meydanlar dönemi başladı. Bunların dışardan ithal edilmesi, turizmin gelişmesi, bizim sektörümüzün büyümesinin ana etkenlerinden başlıcalarıdır. Hızlı bir kabuk değişimi, Avrupa’yla ve dünyayla entegrasyon, Türkiye’nin çehresinin hızla değişmesiyle sektörümüz hızla ivme kazandı. Güzel eserlere imza atma kapasitesindeki firmaların oluşturduğu konsept içerisinde biz de bulunuyoruz.  Gümrük birliğinden sonra belli noktalara gelmenin getirmiş olduğu kolaylık ve zorluklarda ortaya çıktı. Gümrük Birliği Türkiye’ye hiçbir zaman hayırlı bir sonuç getirmemiştir. Çok büyük maddi ve sanayici kaybının yanında, firmaların kapanmasına sebebiyet vermesine rağmen, bizi idare edenler Gümrük Birliğini bize çok büyük bir lütuf gibi sundular. Maalesef tam tersi sonuçlarla karşı karşıya kaldık. O dönemi yakından yaşayan ve 10 yıllık bir duraklama dönemi geçirdikten sonra kendimizi tekrar dünya pazarlarına entegre edip ayakta kalabilen ve ilerleyen bir firma konumuna geldik.  Ama bir gerçek varsa yıkılmadık,  ayaktayız. Yolumuza devam  ediyoruz.

 

Son on yılın karşılaştırmasını yaparsak; başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki çevre planlamasını nasıl buluyorsunuz?

 

Hilmi CİVAN:

“Anadolu Belediyeciliği Daha Avantajlı”

10 yıl öncesiyle şimdi ki zaman dilimi içerisinde yapılan çalışmaların başlıca ana maddeleri; çevresel etkenler, insanların çevreyle bütünleşmesinin akabinde daha ferah, daha huzurlu bir yaşam çerçevesinde hareket edebilecekleri alanların oluşturulma noktası daha ön plana çıkmakta. Bu çıkışa bazı belediyeler şimdiden hazır. Bununla birlikte Anadolu Belediyeciliğinin en büyük avantajı; alanlarının çok geniş olması. Büyük şehirlerin alanları ise çarpık kentleşmenin getirmiş olduğu zorluklar yüzünden değerlendirilmekte zorlanılabiliyor. Bununla birlikte İstanbul’daki oluşumların ortaya koydukları örnekler Anadolu illeri tarafından örnek alınmakta. Bu da yerleşim planlamacılığı ve şehircilik alanında olumlu bir gelişmedir.

Sizinle aynı sektörde birçok firma var. Kurumlar niçin sizi tercih etmeli?

 

Hilmi CİVAN:

“Led sistemler revaçta”

Her sektörde olduğu gibi bizim sektörde de rekabet ön plandadır. Tercih noktasında şunu söyleyebiliriz. Bu meslek grubunda 30 yılı aşkın bir tecrübemiz var. Biz dünya standardında uygulamalara sonuç verebilecek ekipman, gereçler ve projeleri ortaya koymaktayız. Yurt içi ve yurt dışı kullanımlarda bizim ürettiğimiz ürünler, firmaların yüzünü güldürmektedir. İkinci kalite ürün kesinlikle tercih etmiyoruz. Türkiye’de ve dünyada bildiğimiz klasik fıskiyeler artık doyuma ulaştığı için led teknolojisiyle oluşturulan kuru havuzlar gündemde. Yerden belirli çaplarda suyun çıkıp kaybolması ve animasyon dediğimiz sistemler daha cazip hale geldi. Gençlerin ve çocukların o suyla hemhal olma ihtiyacı doğdu. İnsanların suyla bütünleşmesi noktasında çeşitli aktivasyonlar içeren teknikler geliştirildi. 

Sektöre ait problemler ve olumsuzluklardan bahsedersek, sizin görüşleriniz nelerdir?

 

Hilmi CİVAN:

“Ben yaptım oldu, bu olur mantığı yanlış”

Kalitesiz ürünlerin kullanılması, kaliteli ürünmüş gibi davranarak, müteahhit zihniyetiyle ‘ben yaptım oldu, bu da olur’ mantığı yüzünden standardizasyon eksikliği yaşanması. Projenin muhteviyatını anlamama, imalat ve zaman kayıpları da ayrıca söz konusu. Bu yüzden müteahhit firmaların çok iyi denetlenmesi lazım. Makine Mühendisleri Odası tarafından bilgi desteğiyle dünyadaki ve Türkiye’deki imalat portföyünün neyi içerdiğini bilmeleri ve buna göre uygulamaların yapılması gerekmektedir. Haksız ve çapsız rekabetlerden muzdarip olan firmalardan biri olduğumuzu belirtmek isterim.

Firma olarak referanslarınızdan bahsedebilir misiniz?

Hilmi CİVAN:

“Yurtdışında Türk Firmalarının referans çizelgesi bir hayli eksi haneler içermektedir”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapmış olduğumuz Türkiye’nin sayılı müzik ve ses gösteri sistemli 2500 m2 lik  Göztepe parkı (60. Yıl parkı),  Kırklareli Valiliği’nin yaptırmış olduğu İl Özel İdaresi gençlik parkı, Eminönü Belediyesi(şu an Fatih Belediyesi’ne bağlı) Sultanahmet ve Kadırga Meydan park havuzlarımız var. Gaziosmanpaşa, Bahçelievler, Sultangazi havuzları da başlıca eserlerimizdir. Yurtdışında alt taşeron grubu olarak bizim konseptimizle oluşturulmuş; Katar, Azerbaycan, Gürcistan Türkmenistan ve şu an devam eden 16 km’lik Bağdat havalimanı kapsamında, Çalık Grubuna yapmış olduğumuz havuz grubumuz 2,5 yıldan beri devam ediyor. Bizi bir fıskiyelik de olsa hayli heyecanlandıran projelerde, doğru yerde, doğru sonuçlara bir nebze katkıda bulunmak ve yurtdışındaki Türk firmalarının da kaliteli işlere imza atmasında emeğimiz olması bizim için en büyük referans ve gurur verici olaydır. Zira Yurt dışındaki Türk firmalarının referans çizelgesi bir hayli eksi haneler içermektedir. Bunun nedeni de; doğru yerde doğru seçimler yapılmamasıdır. 2 liralık işi 22 liraya yaptırabilecekleri ve bizim 2 liralık kazancımızın çok üstünde meblağlarla yeniden düzelttirebilecek firmalar mevcut. Doğru yerde, doğru malzemelerle o işi yapmak gerekirken ‘ben bu işi 2 liraya çok çabuk yaparım’ diyerek atak davranmak, bazen üzücü sonuçlar doğurabiliyor. Biz firma olarak bu konuda oldukça özenli davranmaktayız. Aceleci tavırlarla değil, adımlarını sağlam atarak ve attığımız adımı düşünerek, dikkatli hareket ediyoruz. 

    

Müsiad’la firmanızın bağlantısı ne şekilde gelişti?

 

Hilmi CİVAN:

Oğlum Cem Civan’ın makine mühendislik kolunu seçmesi ile Katar’daki çalışmamız esnasında Mahmut Süner Bey’in bu kurumun içinde var olması, onun teşviki ve referansıyla Cem Bey’ de Müsiad’da yer aldı. İnşallah kendilerinin olumlu çalışmalarıyla daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum.

Vizyonunuz ve misyonunuza dair son sözlerinizi alabilir miyiz?

 

Hilmi CİVAN:

“İş ahlakını ön planda tutan bir anlayış”

Son sözümüz; kaliteden taviz vermeden, dünya entegrasyonunda, dünyayla bütünleşmiş, kalitenin ön planda olduğu büyük projelere imza atmak istiyoruz. İş ahlakı ön planda olan, yetim hakkına el uzatmayan, hakkını hukukunu, hak ettiği davada her türlü mücadeleyi verip, sabırla, sebatla, işine sarılarak Türkiye’nin yüz akı olacak projelere imza atmayı en büyük hedefimiz olarak görmekteyiz.