Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'Böyle bir dönemin ürünü olan ve hala yürürlükte olan 82 Anayasası da Türkiye'ye dar gelmeye başlamıştır. 82 Anayasası o dönemin ruhunu taşıyan bir anayasadır. Bu nedenle yeni bir anayasa yapılması artık zaruret halini almıştır. Anayasalar yalnızca bugünün güç dengelerine göre dizayn edilemez. Anayasalar toplumun gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak, gelişmeye açık olduğu sürece kalıcı olurlar.
Tabiatıyla her anayasanın felfesi ruhu olacaktır. Anayasalar hiçbir özel fikrin mührünü de taşımamalıdır. Toplumun tüm kesimlerinin hak özgürlük ve beklentilerini teminat altına alacak bir nitelikte olmalıdır. Unutmayalım ki güçlü olduğumuzda bizi kendi gücümüzden koruyacak anayasa yarın düştüğümüzde başkasının baskısından da bizi kurtaracaktır. Yeni anayasa modern demokratik devlet anlayışını ruhunda ve lafzında taşımalıdır.
Yeni Anayasa birlik ve bütünlüğümüz ile cumhuriyetimizin ilkelerinden taviz vermemelidir. Adaleti bütün vekilleri ile tecelli ettirecek yeni bir anayasaya ulaşılabilir. Devirlerden, şahıslardan, iktidarlardan bağımsız bir demokrasi ortamı oluşturabiliriz. Yeni anayasanın bir an önce tekemmül ettirilmesi yönündeki tüm arzularıma rağmen bu dönemin zor ve meşakkatli bir süreç olduğunu bilmekteyim. Söz konusu meselelerin başında bugün çok tartıştığımız uzun tutukluluk süreleri gelmektedir. Daha önce de vurguladığım gibi adaletin süratle tecelli etmesidir. Söz konusu sorunları aşmak için bugünlerde hazırlanmakta olan hukki düzenlemelerin ivedilikle neticelendirilmesini memnuniyetle görüyorum.
Çağımızda insan hak ve özgürlükleri ile ilgili sorunlar artan bir şekilde devletlerin iç meselesinden çıkarak ulusal bir hale gelmiştir. insan haklarının korunması konusunda en başarılı kurum, Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve bünyesinde oluşturulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'dir.
Avrupa'daki ana siyasi akımlar ise oy kaygısı ile radikal kurumlarda yer almak için tavizler vermektedir. Bugünlerde davası görülen Breivik'in soğukkanlılıkla anlattığı vahşet, insan görmeme yolunda aşırısal gruplar arasında sıkıntıların oluştuğuna delalet etmektedir. Hukukçuların bu tehditlere karşı daha uyanık olmaları ve sorunun üzerine ciddiyetle gitmeleri elzemdir.
Batı'nın yabancı düşmanlığı gibi hastalıklarını tedavi etmek, doğunun az gelişmişlikten doğan sorunlarını çözmekten zordur. Türkiye olarak insan haklarının ve demokrasinin gelişmesinin barış, kalkınma ve sosyal adaletin kalkınmasında rol oynayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle geçen yıl Kuzey Afrika'da hızla başlayan ve yayılan değişim ve dönüşüm hareketlerini büyük bir heyecanla takip ediyor ve destekliyoruz. Arap uyanışı dünyanın çeşitli yerlerinde hak ve adalet özlemi çeken halklar için ilham kaynağı olmuştur.
Ülkemizin ve Avrupa Konseyi'nin deneyimlerini bölge ülkelerle paylaşmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Dünyamızın daha parlak bir geleceğe sahip olması, demokrasinin daha çok ülkede benimsenmesine bağlı olacaktır. Sağlam anayasaların yürürlükte olmasının kıymeti aşikardır. Anayasa Mahkemeleri, anayasalar kadar önemlidir. Artık örtülü vesayetlerin tahkiminden de kurtulmuştur. Bu vesile ile yüce mahkemenin bugün yemin eden yeni üyelerini tebrik ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum.
Ayrıca yurt dışından gelerek ülkemizi ve AYM'mizi onurlandıran çok sayıda misafirimize şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin değerli katkıları ile devam edecek bu sempozyumun daha çok adalet ve daha gelişmiş bir demokrasi yolunda mütevazi ancak kıymetli bir adım teşkil etmesini canı gönülden temenni ediyorum. Hepinizi selamlıyorum teşekkür ederim' dedi.