Bu gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin  yargı hizmetlerinin daha etkin, süratli ve verimli sürdürülebilmesi için hazırladıkları kanun tasarısı hakkında bir basın toplantısı yaptı.Yazımın başlığında da belirttiğim gibi ben olayın kayırma karşılığında bir bedel alma yada verme yani rüşvet tarafına dokunacağım.

Ak parti hükümeti 2002 yılında iktidar olduğu zaman kimse bu kadar başarılı,kontrollü bir yönetim beklemiyordu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan o kadar basiretli bir lider tablosu çiziyor ki,herkes bir şeylerin değiştiğinin farkında ama alışkanlıklarını da kolay,kolay terkedemiyor.Değişime  ayak uyduramayanlar yok olur giderler,kendini yenileyenler ,değişebilenlerdir.

Başbakan neyi ne zaman yapacağını kurgulamış kendini de o kadar geliştirmiş ki, zamanı yeri geldikçe tereyağından kıl çeker gibi değişimi gerçekleştiriyor.10 yıldır ekonomik,askeri,siyasi alanda yapılan reformlar o kadar çok ki,toplum asalaklıktan kurtulup üretici ve dinamik hale geliyor.

Demirel gibi bu ülkenin kaynaklarını bitiren,35 yaşında emeklilik yolunu açan,halkı tembelliğe,faize teşvik eden zihniyet yok artık.

Hükümet bu gün ki kanun taslağı ile bence sosyal yaralara da parmak basmaya başladı.Her zaman liderliğini tartıştığım ama en azından bize kendimizin dışında bir dünya olduğunu gösteren Turgut Özal'ın bir sözünü de hatırlatmak isterim.

Turgut Özal,’'Benim memurum işini bilir ‘’demişti. Şimdi Özal'a kadar memur işini bilmiyordu da Özal mı rüşveti  başlattı diyebilirsiniz. Bu örneği konuyu tartışma haline getirmek yerine toplumsal bir yaraya parmak basmak için kullandığımı belirtmek isterim.

''Rüşvet'' Türkiye’nin sosyal hayatının kanayan yarasıdır. Bu ülkenin temellerine dinamit koyanlar, rüşveti ve ahlaksızlığı, işgüzarlığı normalmiş gibi yansıttılar.

Türkiye de her şey değişiyor, değişecek,bu toplumu zehirleyenler derdest edilecek,toplum temizlenecek.Güçlü Türkiye,Güçlü hükümet, rüşveti ve yolsuzluğu bitirecek.