Türkiye gibi az gelişmiş yada gelişmekte olan bir ülkede her gün güneş doğduğunda oyun tekrardan sahneye koyuluyor. Hele,hele ülkeniz statrejik ve siyasi olarak önemli bir konumdaysa yönetmenler,yönetmek isteyenler de çoğalıyor.
Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haberde Türkiye'de gizli servislerin cirit attığından bahsediliyordu. Türkiye'nin uyuşturucu,silah,sigara ve içki kaçakçığının da geçiş yollarının üzerinde olması milyar dolarların konuşulduğu bir piyasa gizli servislerin ilgisini çekiyor.
Sahne Türkiye olunca oyuncular belli, Devlet, Asker, Polis, Siyasiler, pkk ve gizli servisler.Devletlerin yönetiminde Hükümet, iktidar bulunur.Yazımın başında da belirttiğim gibi eğer güçlü hükümet bir ülkede varsa diğer oyuncular etkisizdir. Hükümetin etkin olmadığı bir ülkede iktidar savaşı da tehlikeli ve zorlu olur.Ülke de borusunu çalanların kurtarılmış bölgeleri, yönettikleri alanlar olur.
2002 yılından beri ülkemizde güçlü bir hükümet güçlü bir başbakan var. Nede olsa Kasımpaşalı. Bu ülkede hükümet olmakta kolay olmuyor malum oyuncu çok. Ergonekon, balyoz, internet andıcı dosyalarına bu oyunun parçaları olarak bakabilirsek sanırım, olayları daha geniş görebilir ve daha öz bir perspektifle yorumlayabilir dolayısıyla çözüme ulaşmış oluruz.
Uludere'ye yukarda anlattığım açıdan bakarsak benim yorumum farklı olacak. Bu ülkede MİT, Asker, Kaymakam, Polis nasıl olurda her gün sınırdan eşeklerle kaçakçılık yapılmasına izin verir ? Ve, Devlet nasıl olurda bu sorunu görmezden gelir?
Hükümetten beklentim sorunu hemen çözmek için eylem planını devreye sokmalı. Sınır boyları, yerleşim bakımından üretime, yatırıma uygun olmayan bölgeler boşaltılmalı. Buradaki vatandaşlar için yaşam, üretim, eğitim alanları oluşturulmalıdır. Devlet halkına kolay yoldan para vermek yerine(korucular, kaçakçılar) onları üretime yönlendirmelidir.
AK Parti halkın %50 güven oyunu almış bir hükümet olarak bu sorunun üstesinden geleçektir kanatindeyim. Kendi deyimleri ile, "Güçlü Türkiye, güçlü ekonomi, güçlü hükümet gidilecek çok yol, yapılacak çok hizmet var".
Devletler halklarına sahip çıktıkça, refah artıkça, bölünmez tam tersine büyürler. Dar kalıplarında sıkışmış kafatasçıların ve benden başkası yapacaksa yapmasın zihniyelerinin etkin olduğu toplumlar artık geride kalmıştır.