Bu köşeden aylardır 'Cemaat - AKP' ve Türkiyenin muhteşem yükselişini yazdık. Gerektiğinde yapılan yanlışları da eleştirdik.
2002 yılından itibaren başlayan AKP iktidarı ve Cemaatin yükselişi, 'Tünelin sonundaki Işığı' görmüşken birdenbire bozuldu. İlk önce sümen altı edilen fikir ayrılığı şimdi son evrede ve savaş başladı..
Aylardır bu sıkıntıyı görüp, her iki tarafa da itidal telkin ettiğimizi okuyucularımız, geçmiş köşe yazılarımızdan bilir. 18 Ağustos 2013 de yayınlanan;
''Hükümet, Hizmet Hareketi ve Cemaatler'' başlıklı yazıdan bir alıntı yapıp tesbiti sonlandırmak istiyorum(*)
''Toplumlar da Sosyolojik açıdan iktidar mücadelesini incelediğimizde iki sorunla karşılaşırız, ’Liderlik ve İç çekişme’. Mücadelenin başlangıcında aynı amaç için bir araya gelmiş gruplar, iktidarı ele geçirdiğinde ‘Liderlik ve İç çekişme’ sorunu ile karşı karşıya kalırlar. Tüm dünyadaki ‘Mücadele’ hareketlerini irdelediğimizde bu gerçekle karşılarız. Küba’da ‘Castro ve Che’, Rusya ‘da ‘Lenin, Stalin, Osmanlı’da Padişahların kendi çocuklarını öldürmesi, Atatürk ve Milli mücadele komutanları, vb…''
Peki şimdi ne olacak? Aslında netice belli. Hükümet dershaneler üzerinden Cemaatin para ve insan kaynaklarını bitirip, Cemaatin örgütlenme ve gelişme sürecini baltalamaya, daha sonra da okul ve 'Işık evleri'nin etkinliğini sona erdirecek uygulamayla tercihini yaptı.
Cemaat ise; Hocaefendi, Gazeteci ve Yazarlar Vakfı ve Zaman Gazetesi üzerinden ilk önce uzlaşı ve hoşgörüyü önerdi. Daha sonra müzakere sürecini başlattı. Bu sürece rağmen kimsenin anlam veremedği 'Kasımpaşalı' inadını kıramadı. Tahmin ve temenni etmiyorum ki; cemaat ve hocaefendi 'intikam' yemini etsinler. Yaşanan sıkıntı, köşeye sıkışan birinin yapacağı bir hamle ve refleks gibi yorumlanmalı.
Anlaşılan o ki cemaat, siyasi ve ekonomik bir planı uygulamaya koymuş görünüyor. Kulislerde, Kütahya Milletvekili İdris Bal ve İstanbul Millevekili Hakan Şükür'ün istifalarının en az 20 milletvekili ile devam edeceği konuşuluyor. Mecliste 20 milletvekili ile grup kurup, siyasi bir baskı unsuru kurulabileceği de iddialar arasında.
İstanbul ve Ankara'da başlatılan 'Rüşvet ve Yolsuzluk' operasyonlarının AKP ve İş adamlarını hedef alması, uygulamaya konulan 'Siyasi ve Ekonomik' planların devamı olduğu konusuda, piyasalarda tartışıllmaya devam ediyor.
Aslında 30 Mart seçimleri bu işin finali olacak. Her iki tarafta kendi gücünü sınamış olacak.. Masonlar ve Beyaz Türkler kazanacak ...
Buradan bir defa daha, her iki tarafa da kardeşlik ve barış için geç olmadığını, burada kaybedenin TÜRKİYE olacağını söylüyor, gidilen yolda 'Zikzaklar' olabileceğini, zaferin çok yakın olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtiyoruz...
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!