Sarı Selim lakabıyla anılan Sultan II. Selim alkolik miydi?
12 Aralık 2013 Perşembe 16:59
İçinde bulunduğumuz aralık ayı Sultan II. Selim'in ölüm yıldönümüdür. 1574'te vefat eden 11. Osmanlı padişahının hayatı hakkında oldukça yazılıp çizildi. Sultan Süleyman döneminden esinlenerek diziye uyarlanan Muhteşem Yüzyıl'da ise Sultan Selim bilindik ifadelerle karakterize ediliyor.
Kanuni Sultan Süleyman Ve Hürrem Sultan'ın şehzadesi mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü. Devlet idâresi ve teşkilâtını iyice öğrenmesi için Anadolu’nun çeşitli vilâyetlerinde sancak beyliği yaptı. Vâlilik yıllarında tahsile devâm edip, bilgi ve kültürünü arttırdı. Çok kuvvetli bir kültür seviyesine sâhip oldu. İlim ve sohbet meclislerinde çok bulunurdu. Bazı tarihçilerin Sarı Selim dedikleri Şehzadenin sarı olması elbette Allah vergisiydi. Ne var ki Sarhoş ve sarı lakapları sık sık yanyana getirildi. Hatta saltanatını müjdeleyen mektubu içki aleminde aldığı da söylenir.
Kanuni'nin 1556'da Zigetvar önlerinde vefat etmesi üzerine Veziriazam Sokullu Mehmed Paşa'nın Kütahya'ya gönderdiği mektubu 12 gün sonra alan Selim derhal İstanbul'a döner. O gün Cuma günüdür ve tüm camilere haber gönderilerek Selim adına hutbeler okutulur. Topkapı Sarayına yerleşen yeni padişah, Eyüp Sultan'ı ve atalarının kabrini ziyaret eder. Yeniçerilerle cülus bahşişi gerginliği yaşayan yeni hakanın morali bozulmuş, ayrıca siyasi kabiliyetinin fazla gelişmiş olmadığı da ortaya çıkmıştı. Kanuni devrinin ihtişamına alışkın olanlar için Sultan II. Selim'in saltanat yılları oldukça sıradandır. Padişahın en büyük şansı Oruç ve Turgut Reis'le, Sokullu Mehmed Paşa gibi büyük şahsiyetlerinin salatanatı sırasında yanında olmalarıdır.
Selim'in alkol kullandığı hususunda bir çok tarihi kaynak hem fikirdir. Kırk dört yaşında tahta çıkan padişah'ın zevk ve sefaya düşkünlüğü yüzünden ordusunun başında sefere gitmemesi de tarihlere not düşülmüştür. Alimler, şairler ve musikişinasların sohbetlerinden eksik olmadığı Sultan, Edirne'yi çok sevdiği için kendi adını taşıyan Selimiye Camii'nide bu şehre inşa ettirmiştir.
Sultan selim uzun seneler alkol kullanmış olsa da büyük bir tevbe etmiştir. Öyle ki; senelerin alışkanlığını birden bıçak gibi kesince vücudunun dengesi bozularak hasta olur. Hekim;
"Takviyeti beden ve ıslahı mizaçları mutad oldukları şarabı nâba muhtacdur!" demişse de ısrara rağmen tövbesini bozup içki içmez. Ölümüne sebep olarak gösterilen bu hadiseye bir de hamamda ayağının kayıp düşmesi ilave edilir ki başı döner düşer ve vefat eder. Sarhoşluğuyla anılan padişah ölümü hiçe sayıp içkiden uzaklaşmıştır. Türbesi Ayasofya Camii avlusundadır. Ondan geriye kalanlardan yalnızca ikisini belirtirsek; Mimar Sinan'a yaptırdığı Edirne Selimye Camii ve şu güzel beyiti de unutmamamız gerekir:
Biz bülbül-i muhrik dem-i gülzâr-ı firakız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!