Gerçekleşen Kentsel Dönüşüm Sempozyumu’nda Beylikdüzü ve Türkiye’deki her vatandaşın en sağlıklı çevre koşullarında ve konutlarda ikamet etmeyi hak ettiğini dile getiren Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, “Bu hedefi eski binaların yerine sağlam, kaliteli yapılar inşa ederek veya yeni kaliteli binalar yaparak gerçekleştirebiliriz. Bu konuda Kentsel Dönüşüm yasası ile son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildi. Konunun önemini bilim adamları, araştırmacılar, öğrenciler ve yöneticiler olarak daha geniş kitlelere duyurmak mühim. Belediye olarak her çalışmaya destek vermeye hazırız” diye konuştu.
Kentsel Dönüşüm Sempozyumu iki oturum halinde gerçekleşti. Üniversitenin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’ndeki sempozyumun ayrıca Rek. Yard. ve Müh. ve Mim. Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Özler, “Depremsellik ve İklim Değişmelerinin Kentsel Dönüşüme Etkisi” konulu, Prof Dr. Ali Osman Öncel de “Kentsel Risk Yönetimi” konulu sunum yaptılar. Sempozyumun 1. ve 2. oturumunda kentsel dönüşüm konusunda konuşma yapan akademisyenler görüşlerini ortaya koydu. Programa ayrıca Belediye yönetim ekibinden Beylikdüzü Belediye başkan yardımcısı ve başkan danışmanları katıldı.
Ayrıca sempozyumda Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’da yer aldı. Üşümezsoy beklenen İstanbul depremine değindi:
Sürekli büyük deprem olacak diyorlar ama her seferinde arkasındaki temelini değiştiriyorlar. Büyük hocalar büyük teoriler ortaya atıyorlar. Ve bu teorilere hocasının yanında öğrencisi doktora yaparken “hocam ne kadar güzel söylemiş. Hocamın dediği gibi kırılacak dediği zaman bu bilimin adı olumlamadır. Hocanın daha önce söylediği bir sözü olumluyorsan bu bilimsel değildir.
Ereğli açıklarında sürekli deprem oluyor. Benim korktuğum Tekirdağ’dı. Bu fay Düzce’de ve İmralı’da olabilir. İstanbul depremi hikâyedir ve palavradır. Deprem ya İmralı’ya gidecektir ya da Düzce’ye. Tekirdağ’daki depremden korkuyordum ama o fayın 1912’de kırıldığı ortaya çıkınca bu korkumda zail oldu.
Uzun zamandır Adalar açıklarında gerçekleşeceği senaryoları üretilen büyük İstanbul depremi hakkında da açıklamalarda bulunan Üşümezsoy şöyle konuştu:
8 şiddetinde bir deprem Adaların açıklarında olsa bu 11 şiddeti demektir ve öyle olsa ne Ayasofya ne Galata Kulesi ne de Rumeli hisarı kalırdı. 1529 depremi için derler ki Fatih Camii bu depremde yıkıldı. Ben daha bugün Beyazıt’tan geçtim. Beyazıt Camiinin şerefesini tamir ediyorlar. Mühendis Fatih Camii’nin yıkıldıktan sonra yapıldığını iddia ettiği resmini gördüğünü söylüyor. Halbuki burada gördüğümüz olay bir tamirattır. Galata Kulesinde ve Rumeli hisarında da büyük bir depremin etkisi görünmüyor. Bununla birlikte İstanbul gerçekten yenilenmeli. Ben büyük bir risk görmüyorum. Kumburgaz İstanbul’un en riskli bölgesidir. O da heyelanları tetikleme riski açısından. Tabiatın yasaları vardır. Hükümetin yasaları vardır. Kış ayında belediye plajı açsa bile kimse gidemez. Bu yüzden belediyeler doğanın yasalarının kendi yasalarından daha üstün olduğunu kabul etmelidirler.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!