Borçları nedeniyle zor durumda olan Tariş Pamuk Birliği’ ne destek olmak, aynı zamanda Bölgeye yeni sanayi parselleri kazandırmak amacıyla, Temmuz 2011’ de düzenlediği genel kurulda katılımcılarının desteğini alarak, Tariş’ e ait 400 bin 813 metrekarelik arsayı satın alan İAOSB, ilerleyen süreçte Tariş Pamuk’ un tapu iptal davası ile karşı karşıya kalmıştı. Yapılan duruşmalar sonucunda İAOSB’ nin haklılığı mahkeme tarafından da tescillendi. Arsanın İAOSB tarafından satın alınmasını, Haziran 2011’ de İAOSB’ ye teklif etmelerine, akabinde gerçekleştirdikleri Genel Kurulda, satış için kendi Yönetim ve Tasfiye kurullarına yetki alarak bu satışı gerçekleştirmiş olmalarına rağmen, tapu iptal davasını içeren Tariş’ in talepleri, Mahkemece reddedildi.
Arsayı 73 milyon 250 bin liraya satın alan İAOSB, bu bedelin karşılanması için kredi kullanmıştı. Satışın ardından parselasyon çalışmalarını yaparak imar planı tadilatını Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunan İAOSB, Bakanlık onayının ardından altyapı çalışmalarına başlamış, sonrasında ihaleye çıkmıştı. Yeni parsel satışına sanayiciler büyük ilgi gösterirken, açılan ihalede 17 parselin satışı gerçekleşmiş, fabrika inşaatları başlamıştı. Tariş Pamuk Birliği’ nin kamuoyuna da yansıyan iddialarını mahkemeye taşıması üzerine 2012 yılında görülmeye başlanan dava İAOSB lehine sonuçlandı.
Dava sürecinde, arazinin satışı için bankadan aldıkları krediyi ödemeye devam ettiklerini ve bu konuda hiçbir sorun olmadığını hatırlatan İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş; “Görülen bu dava nedeniyle, arazinin ikinci etabının satışını gerçekleştiremedik. Bizim planımız, arsaların satışını bir an önce gerçekleştirerek 5000 kişiye istihdam sağlamaktı. Aynı zamanda ilk etapta arsa satın alan sanayicilerimizin de üretimlerine başlayamamalarından doğan bir zarar söz konusu. Maddi-manevi kaybımızın olduğu bir gerçek. Yaşadığımız bu süreç, İAOSB olarak; İzmir, Ege ve nihayetinde Türkiye ekonomisine olacak artı katkımızı sekteye uğratmıştır. Biz, sanayicimizi üretime teşvik edecek projeler üretmeye, mevzuata uygun şekilde onlara yeni alanlar açmaya çalışırken, bu süreçte yaşadıklarımız, gerçekten traji-komiktir. İzmir’ in iki güzide kuruluşu olan İAOSB ve Tariş Pamuk arasındaki bu dava, biz kazansak da İzmir için hiç hoş olmadı. Bizim Tariş Pamuk’ un mağduriyetine sebep olacak hiçbir hareketimiz olmadı ve olamaz. Tariş Pamuk Birliğinde seçimle göreve gelen yeni yönetim kurulunun bunu ortaklarına anlatacaklarına inanıyorum. Yaşadığımız bu sürecin İzmir ve Ege için son olmasını diliyorum” dedi.
TARİŞ PAMUK: TEDBİR KARARI DEVAM EDİYOR
Öte yandan, Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Başkanı Faruk Yaman, Tariş ile İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi arasında 400 bin m2’lik Tariş İplik Fabrikası arazisi satışı hakkında yaşanan hukuki süreci ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi yönetiminin açıklamasını değerlendirdi.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi yönetiminin basına gönderdiği bültende bilgi eksiklikleri olduğunu vurgulayan Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Başkanı Faruk Yaman, “Mahkemenin kararına saygımız sonsuzdur. Ortada çok hassas ve üzerinde önemle durulması gereken bir karar var. Davalık arazi tapusu üzerinde tedbir kararı var. Mahkeme Tariş İplik Fabrikası arazisi tapusu üzerindeki tedbirin devamına karar vererek davayı reddetti. Dava artık Yargıtay aşamasına taşınacaktır. Temyiz haklarımızı kullanacağız. Davanın Yargıtay’a taşınmasıyla süreç en az 1,5 -2 sene daha uzayacaktır. Tapu üzerindeki tedbir devam ettiği için Organize Yönetimi projelerini hayata geçiremez. Davalık durumdayken projeler hazırlayan, satışlar yapıp, kredi kullanan organize yönetimidir. Davamıza ve haklılığımıza sonuna kadar inanıyoruz. Yargıtay’ında hukuka uygun karar vereceğine güvenimiz tamdır. Biz zamanında “Gelin anlaşalım, hakkımızı verin. Bizi zora koşarsanız, sıkıştırırsanız hakkımızı ararız” demiştik. Şimdi de farklı bir şey söylemiyoruz. Dava başında ne söylüyorsak aynı kararlılıktayız. Tariş’te eski - yeni yönetim yok. Yönetim Kurulumuz dava başladığında da görevdeydi. Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği’nin aldığı kararlar bireysel kararlar değildir. Bizim de hiçbir Kurum ve Kuruluşla problemimiz yoktur, olamaz da. Bizim ana ilkemiz üreticimizin hakkını sonuna kadar korumaktır. Üreticimizde bunu bilir.” dedi.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!