“Bütün Sanatlar Dinden Çıkmıştır”
Çamurun içine toprağa bir tohum düşse kaç tane ağaç doğacak, kaç meyve verip dal budak olacağı yazılı olan bir kitap vardır. Bazı zamane şairleri dinle sanatın birbiriyle alakası yoktur der. Hâlbuki bütün sanatlar dinden çıkmıştır. Kur’anı Kerim’de her gerçeğe her güzele işaret vardır. Kuranda meyve türünden bahsetmez ama bazılarına işaretler vardır mesela; Vet’tiyni (incir) Vez’zeytun (zeytin). 'Bilmediklerinizi bilenlere sorun'. Bu evrensel bir sözdür. Bazen bizim bilmediğimiz şeyleri bizden yaşı küçükler bilebilir. Çekinmeden sormalısınız.
“Günümüzün Şiir Anlayışı Zavallıdır”
Sözün düzenlenmesiyle söz sanatı, edebiyat ortaya çıkar. Seslerin düzenlenmesiyle musıkî meydana gelir. Eşyanın düzenlenmesiyle mimarî meydana gelir. Mekânın düzenlenmesiyle tiyatro ve sinema meydana gelir. Söz sanatı, kelimelerin düzenlenmesiyle meydana gelir. Bu, kelimeleri kesip kesip kâğıda yapıştırmak demek değildir. Edebiyat konusunda hassas olan zatlardan biri, günümüzde şiir yazan gençlere vurgu yaparak; sanki alıyor bir kitabı, satırlarını makasla kesiyor, ortadan ayırıyor. Bu kelimeleri alt alta diziyor ve bu şiirdir diyor. Yani; 'günümüzün şiir anlayışı böyle zavallıdır' demek istiyor.
“Her Edebiyat Mezunu Şair Midir?”
Şiirden anlarım. Kimin şair olduğunu tespit ederim. Geçen gün biri Yazarlar Birliğinden ödül almış. Yazdıkları şiir değil, gevezelikten ibaret! Masada duran dergi de bir yazı gördüm. Alt alta yazılmış. “Bunları neden alt alta yazdın, yan yana yazsaydın ya” dedim. İtiraz ederek “ağabey bu bir şiir, yan yana yazılır mı?” diyerek itiraz etti. Ben de istihza ederek “yaa öyle mi, şiir mi” diye sordum. Bu şiiri yazan Edebiyat Fakültesi mezunu imiş. Her edebiyat mezunu şair midir? Bugün ilahiyatta okuyup namaz kıldırmayı dahî doğru dürüst bilmeyen hocalar var.
“Cemal Süreyya Diye Bir Zıpır Vardı”
Biz de bir şiirin, bir yazının kabul görmesi için İslamî bir havası bulunması lazım. Dinden, peygamberden, ahiretten bahsetmesi şart değil. Ama İslam inceliğine, hassasiyetine uygun düşmeli. Mesela Cemal Süreyya diye bir zıpır vardı. Son derece edepsiz ve müstehcen yazıyordu. Bizim gençlerde “Evet! Cemal Süreyya’nın şiirleri erotiktir” diyor. Onun yazdıklarını şiir kabul etmişler. O zaman sokakta birbirine söven delikanlılarında sözlerinin şiir sayılması lazım.
Zamanın ilahiyatçılarına da değinen ilahiyat kökenli edebiyatçı Ali Nar, hukukçu ve düşünür Ali Fuat Başgil’in “ilahiyat fakültelerinden din alimi değil, ancak din tenkitçisi çıkar” sözünü hatırlatarak konuşmasına edebiyatımızda türkü konusuyla devam etti.
Türkü neredeyse bizim şiirimizin özüdür. Aşık Garip, Sümmani, Karacaoğlan ve tarihe isimleri yazılmış diğer üstatların eserleri bu milletin özünden gelen şiir duygularının terennümüdür. Ahlak ve edep dışı olanlar türkü olarak benimsenmemiş ve kimse itibar etmemiştir. Onlar, o gün söylendiği yerde kalmıştır. Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü mesnevi tarzında yazılmış bir destandır. Bu yüzden o şiiri üstat nereye ona gittiyse okutmuşlardır.
Söyleşi sırasında sorulan bir soru üzerine Ali Nar, Türkçe ve edebiyatçılar konusunda oldukça ilginç açıklamalarda bulundu:
Sezai Karakoç tamamıyla İslami havadadır. Cemal Süreyya ile aynı dönemlerde yazmışlardır. Sezai Bey’in Türkçe’si uydurmadır. Uyduruk kelimeler kullanır. Eski tabirleri pek kullanmaz. Şu anda yaşayan iki yazarımız var. Biri Kadir Mısıroğlu. Yeni kelimelere son derece muhaliftir. Bir Osmanlı gibi konuşur. Sezai Bey eski kelimelere bir şey demez ama yazdığı her şey modern kelimelerledir. Biz bunun nedenini kendisine sorduk. “Gençler bizim eski dilimizi anlamıyor. Onun için bu yeni kelimelerle onlarla irtibat kuruyoruz.” Demiştir. Mazereti yerindedir. Gençler Kadir Bey’in yazılarını okuyamadıkları gibi benim yazılarımı da okuyamıyorlar.
Haber: Özlem Doğan
Yorumlar
Toplam 1 yorum mevcut
Özgür danış 1 ay önce yorumlandı
öncelikle cemal süreyyaya zıpır deme hakkını nereden buluyorsunuzu çok merak ediyorum, bu en basitinden çekememezlik kıskançlık belirtisidir. sizi bilmiyorum ama edirneden karsa yüz yıllardır okunan türkülerin bir çoğu belden aşağıdır ve bu türküleri aşık veyselden zeki mürene kadar bir çok sanatçımız dile getitmiştir. sizin bildiğiniz ilahi tadında türlüleri ömer faruk tek bilek gibi bazı neyzenlerimiz söylerler. biraz araştıracak olursanız "entarisi ala benziyor" gibi bir çok belden aşağı türkünün olduğunu sizde göreceksiniz. beni gençler anlamıyor a gelecek olursak; eğer sizi anlamıyorlarsa sizin anlatım tarzınızda bir sıkıntı var demektir. bunu düzeltmek gibi bir çaba içide değilseniz boşuna birşeyler anlatmaya çalışmayın. sizi sizden başkası anlamıyorsa boşluğa anlatıyorsunuz demektir. lütfen daha geniş düşünün bir kesimden feyz alarak yazılar yazmayın sonuçta kültürümüzde; yiğidi öldür hakkını yeme diye bir söz vardır.