Davutoğlu, paris’e hareketinden önce Esenboğa Havalimanında basın toplantısı düzenledi.

Bakan Davutoğlu, Suriye bölge ülkeleri hazırlık toplantısına katılmak üzere Paris'e gideceğini belirterek, 12 Ocak 'ta da Paris'te Cenevre 2 Konferansı öncesi hazırlık toplantısı yapılacağını kaydetti. Davutoğlu, hafta sonu Fransa Dışişleri Bakanı Fanius ile de ikili görüşme gerçekleştireceğini sözlerine ekledi.

Davutoğlu, 12 Ocak'ta yapılacak toplantıda iki başlık üzerinde konuşulacağını vurgulayarak, "Yoğun çağrılara rağmen bütün uluslararası toplum olarak bütün enerjimizi Cenevre 2 toplantısının başarılı olmasına ve çalısmamıza rağmen, alanda Suriye rejiminin işlediği suçları devam ediyor. Halep'e. Yönelik varil bombalarına yapılan saldırılar neredeyse bir aydır aralıksız sürdürülüyor. Yüzlerce kardeşimizin ölümünden, bir savaş suçu olarak görülen bombalar, ayrıca Yermuk kampında 12-15 civarında Suriyeli açlıktan vefat etti. Birçok bölgede de kuşatılmış bölgelerde açlık tehlikesi devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu şunları kaydetti:

"Saldırıların durması, ihtiyaç olan bölgelere insani yardım götürülmesi konusunda 11 ülke olarak neler yapılabileceğimiz konuşacağız. Çünkü Cenevre 2'ye gitmeden önce Suriye muhalefeti ve Suriye Koalisyonu barış görüşmelerine hazırlanıyoruz hem de böylesine gayri insani saldırılar, uygulamalar devam ediyor."

Cenevre 2'ye giden süreçte neler yapılabileceğini konuşacaklarını belirten Davutoğlu, "Ümit ederi ki Cenevre 2 iyi niyetle bütün taraflar gelirler. Cenevre 2'sye giden süreçte Suriye rejimi sürdürmekte olduğu insanlık dışı uygulamalara son verir ve iyi niyetini ortaya koyar ve Cenevre 2'de Suriye halkının çekmekte olduğu acıları dindirecek bir irade oluşur. Biz Türkiye olarak elimizden gelen her türlü çalışmayı yaptık, yapıyoruz, yapacağız" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, Suriye rejiminin ehvenişer noktasına geldiğini söylediği ile ilgili olarak, "Bazı çevreler El Kaide terör örgütünün yaptığı terörü ve şiddeti bahane göstererek, Esad'ı ehven-i şer gibi göstermeye çalışıyorlar. Ben ehven-i şer olarak görüyorum demedim. Öyle bir uluslararası kampanya yürütülüyor ki, El Kaide terörü ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi, El Kaide terörü gündemde tutarak bu öne çıkartılarak Esad rejimi ehven-i şer gibi gösterilmeye çalışılıyor' dedim. Esad rejimi ile El Kaide karşılıklı olarak birbiriyle çatışmadılar. Hür Suriye Ordusu El Kaide iktisatçı gruplarla çatışıyor, bir taraftan da rejimle çatışıyor. Aksine El Kaide'nin mevcudiyeti rejimi meşruiyet alanı oluşturuyor, baskılar El Kaide'ye alan açıyor" ifadesini kullandı.

AB’nin Türkiye yönelik HSYK eleştirilerine de cevap veren Davutoğlu, doğrudan bir eleştiri olmadığını söyleyerek şunları dedi:

“Bütün bu düzenlemelerle yapılmak istenen yargı ile yürütme arasındaki ilişkilerdeki bu alandan istifade ederek, kendilerine insan haklarına, hukuk yöntemine aykırı bazı uygulamalar içine giren çevrelere karşı bu alanların daha belirgin ortaya konması ve yetki çatışmasının önüne geçmek için yapılan düzenlemelerdir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, çağdaş demokratik bir ülkedir. Bu çerçevede uluslararası hukuk normlarına da riayet eder. İnsan haklarına aykırı uygulamaların ortadan kaldırılması ve yürütme yargı ilişkilerinin devlet işleyişine uygun hale getirilmesi ve alanların tanımlanması bakımından hükümet olarak yapılan bazı hazırlıklar var.”

Esad güçleri ile Özgür Suriye Ordusu ittifak yaptığı ile ilgili olarak, Davutoğlu, böyle bir haberin kendilerine gelmediğini aktardı. Davutoğlu, “Suriye ordusuyla çatışan IŞİD unsurları mevzilerini Esad güçlerine terk etme tahdidinde bulundu. Bu da Esad güçleriyle, El Kaide iktisatlı gruplar irtibatı ortaya koyuyor. Suriye ordusuyla Esad güçleri arasında bir irtibat söz konusu değil” ifadelerini kullandı.