*“Birileriyle müşterek bazı projeler realize ediliyor; Sam amcanın çocuklarıyla, Ham amcanın çocuklarıyla, Tam amcanın çocuklarıyla..” diyorlar. (…) Şayet meseleye basitçe yaklaşmak icap etseydi ve ben de 10-15 yaşımdaki halime göre konuşsaydım, şöyle derdim: “Eğer birinin, benim gibilerin bu türlü iştirakler içinde zerre kadar hissesi varsa, Allah bin defa kahretsin. Yoksa.. öyle diyenler…” İşte gerisini demeye cesaret edemiyorum. Çünkü nasıl olsa Allah’a havale edilmiş o işte, şimdiye kadar haksız ilişenler, (cezalarını) bulmuşlardır; ben “Allahım, sav onların başından o belayı!” diye dua ediyorum.
*Hakkın müdafaası çizgisinden ayrılmamak lazım. Hakkın müdafaası çizgisi… Hata yapıyorsak, Allah bizi affetsin; doğru yapıyorsak, ondan dönmek en büyük hatadır. Fakat üslupta kusur etmemek lazım.
*“Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir” diyor Hazreti Pir. Birinin o ölçüde sevgiye, takdire, tayine, desteklenmeye hakkı yoksa şayet, siz o mevzuda aşırı gittiğinizden dolayı, Allah, “Onların hakkı o kadar değildi!” diye sizi tokatlayabilir. Ben yediğim tokatları bundan biliyorum. Şimdiye kadar hiç kimseye yapmadığımız şeyleri yaptık; “Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir”, Allah tarafından tokat yiyorum, Allah affetsin. (…) Zira kâmet-i kıymetinin üstünde, o ölçüde liyakati olmayan insanlara değer atfetme mevzuu, hakikati alt üst etme demektir. Kader, “Öyle değil bu mesele; alın siz ağzınızın payını!” dedi ve bize tokat üstüne tokat indirdi. Şamarı bir başkası değil, biz yiyoruz.
*Doğru istikâmetinde sâbit-kadem olmalı; dimdik durmalı, taviz vermemeli, evet dememeli, tabasbusta bulunmamalı, yaltaklık yapmamalı!.. Saygıda kusur etmemeli ama yaltaklık da yapmamalı!.. Yanlışlarımız varsa, birbirimizle konuşurken onları düzeltelim ama doğru bildiğimiz şeylerden de taviz vermeyelim. O, hakka karşı, Allah’a karşı, Peygamber’e karşı dünyanın hatırına, dünyevî geleceğin hatırına saygısızlık olur.
*Başkalarının saldırılarına karşı aynıyla mukabelede bulunmamak lazım. Siyon diyebilirler, miyon diyebilirler, çiyon diyebilirler, hıyon diyebilirler. Aynıyla mukabele etmemek lazım. Mü’mine yakışan şey odur. Öbürüne gelince, onu diyenlerin de mü’min olduklarına ihtimal vermeseydim, ona “densizlik” diyecektim. Fakat mü’min olduklarına ihtimal verdiğim için “densiz” demeyi bile nezaketsizlik sayıyorum.
*Doğru ve makul olanda ısrar etmek lazım. Doğruda ısrar etmemek, bâtıla meyletmek demektir. “Yıkalım bu okulları.” Bâtıl bu!.. “Açılımı durduralım.” Bâtıl bu!.. Allah hesabını sorar. Sana ait bir şey değil ki, emanet bu!.. Buna karşı alakasız kalamazsınız; bu, hakka karşı alakasız kalma demektir; müdafaa edeceksiniz bunu, üslubunuzdan taviz vermeden mutlaka müdafaa edeceksiniz.
Rusya dönüşü dershane sorularına yönelik olarak Başbakan'da şamarlı bir konuşma yapmıştı:
“Benim Hoca Efendi'yle bu ara bu konuya yönelik bir görüşmem olmadı. Ancak ilgili bir çok medya içerisindeki arkadaşlarla, medya dışındaki arkadaşlarla görüşme talebinde bulunan birçok kardeşimizle bu konuda görüşmelerim oldu. Kendilerini düşüncelerini söyledim. Bu Hüseyin Çelik'in Bakanlık döneminde başlattığımız, belli bir gruba yönelik bir adım değildir. Bu tümüyle dershane zihniyetinin dönüştürülmesine yönelik bir adımdır. Bunu kasıtlı olarak bazı kesimler hala kapatmak olarak takdim ediyorlar. Burada bir defa böyle bir suçlu aramak gibi bir yaklaşım yok ki böyle bir başlık atılıyor. Ben bu başlığı da iyi düşünülerek atılmış bir başlık olarak görmüyorum. Ve demişiz ki dershanecilikten okula dönüşelim. Hatta bu okullardan hizmet alalım dedik. Ve hatırlarsanız Danıştay bunu o zaman reddetti. O zaman basın bize 'Cemaat'in okullarına hükümet şu anda destek vermek için böyle bir yasal düzenleme yaptı' dediler. Biz bu yüzden şamar yedik. Şimdi bakıyorum farklı bir şamarı da bu kardeşlerimiz hükümete atmak istiyorlar. Bu kapatma olayı değildir, yeni başlamış bir süreç değildir. Bunu devletle, hükümetle böyle bir kavgaya dönüştürmek değil. Biz çözümü bu noktada ürettik, ortaya açıkça koyduk, şu anda MEB çalışmalarını yapıyor. Bakanlar Kurulu'nda sunum yapıldı, eksik gördüğümüz çalışmaları gördük, bu çalışmalardan sonra adımlarımızı atacağız."
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!