Geleceği yakından görebilme (bor madeni)

27 Mayıs 2013, 17:22
Geleceği yakından görebilme (bor madeni)
Yaşar KAYMAKÇI
Güneş Enerji, Jeotermal Enerji, Hidro Enerji, Rüzgar Enerjisi, Dalga Enerjisi daha da bunları çeşitlendirebiliriz. Bu yakıtlar içersinde petrolün sınırlı rezerve sahip olması, petrol üretiminin 21. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra azalan üretim ve artan fiyat nedeni ile düşüş göstereceği, doğal gazın 200 yıllık bir ömrünün kalması, kömürün ise 3000 yıllık ömrü bulunmasına rağmen en kirletici yakıt olması üzerine yıllardır düşünülen problemlerdir. 
Bunlar ayrıca sera etkisi ve küresel ısınmaya yol açmakta. Daha da vahimi küresel ısınmanın, uzun vadede öngörülen sonuçları ise daha vahimdir. Ortalama sıcaklık artışı bu hızla devam ederse, 2020 yılında deniz seviyesi bir metreye kadar yükselecektir. Bu da dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalmasına yol açacaktır. İşte bu noktada Ülkeler yeni enerji kaynaklarının keşfine girmişlerdir ve de bulmuşlardır, geleceğin enerji BOR Madenidir. 
Bunun önemini ve işlevlerini sizlerle paylaşmak istedim.  Bor stratejik ve ekonomik açıdan önemli bir mineraldir. Dünya rezervinin önemli kısmının Türkiye’de olması ve bu rezervin ne şekilde değerlendirildiği gündemin önemli konusudur. Bor; cam, seramik, deterjan endüstrisi, roket yakıtı, optik camlar, sentetik gübreler, katkılı çimentolar, Antibiyotikler, fiber kablolar, yapay organlar, motorlar, yüksek performanslı motor yağları, kozmetikler, diş macunu yapımına kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. 
Bor ve ürünleri dünyada gelişmiş endüstri ve teknolojiye sahip ülkelerde 400 çeşide ulaşan uç ürünleri ile sanayinin temel girdisi durumundadır. Bu denli büyük bir öneme sahip olan mineralin dünyadaki üretimine iki ülke hakimdir. Dünya rezervinin % 63 ‘üne Türki ye,  % 10 ’una ise ABD sahiptir. 
Türkiye tek başına dünyanın  450 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyele sahiptir. Türkiye’de bor üretimini Eti Holding, ABD ‘ ise US Borax şirketi gerçekleştirmektedir. Dünya çapında üretimin  %31 ‘i Eti Holdinğ’e , % 37 ‘si ise US Borax’a  aittir.          
Ülkemizde şu anda dünya toplam bor rezervlerinin %63 ‘ünü topraklarında barındırmaktadır. Ancak bu oran MTA ‘nın  şu an yapılmakta olan rezerv tespit çalışmaları son  bulunca %80 ‘e varacağı tahmin edilmektedir.          
Türkiye, Dünya bor talebindeki büyüme de göz önüne alındığında yaklaşık 40 yıl sonra bu stratejik madenin tek üreticisi olacaktır. Bor rezerv ve üretimindeki bariz avantajlarımıza rağmen dünya bor ticaretinden aldığımız pay oldukça düşündürücüdür. Bu gün dünya bor tüketiminin oldukça büyük bir kısmı yine kuzey Amerika ‘da yapılmaktadır. 
Yani ABD  hemen  hemen kendi bor ihtiyacını ancak karşılamaktadır. Bu  ise bor üretimi olmayan birçok  Avrupa ülkesinin  ve Çin ‘in dışa bağımlı olması anlamına gelmektedir. Bu durum  karşımıza  bir avantaj olarak çıkabilir.Buna karşın Türkiye ortalama 200dolar /ton ‘dan sattığımız  %42 B203 tenörlü kolemanit cevherini ( Türkiye  bu cevherde  dünyanın tek üreticisi ve ihracatçısı  konumundadır.)  alan  bir ihracatçı firma söz konusu  ürünü öğüttükten sonra 600/650 dolar/ton  fiyatla nihai kullanıcıya satabilmektedir.Bun dan sonra biz ne yapmalıyız; 
YAPILMASI GEREKENLER     
Ülkemizden ham olarak alınan bor öğütme işleminden sonra 4 katı fiyatına satılabilmektedir. Bu işlemin basit bir teknoloji ile gerçekleşebilmesine rağmen, ülkemiz boru ham olarak aracı şirketlere satmakta. O halde öncelikle öğütme işlemini yapacak yeterli sayıda tesis kurulmalı, bor madeni öğütme işleminden sonra satılmalı, ham bor satışı tamamen durdurulmalı ya da kota konmalıdır. 
( Amerika gelecekte yaşanabilecek sıkıntıları göz önünde bulundurarak 1986 yılında kendi sınırlarında bulunan bor madenlerini rezerv olarak ayırmış ve üretimi durdurmuştur. Hatta bor madenlerini milli park ilan etmiştir. İhtiyacı olan madenide Türkiye den  karşılamaktadır.)  
Türkiye Bor mineralini işleyip satışını yapan ülkelerin, firmaların maden deposu haline gelmemelidir. Bor minerali uç ürünlere dönüştürüldükçe katma değeri artmaktadır. Ülkemizdeki uç ürün sayısı sınırlıdır. Bor  mineralini daha çok sayıda uç ürünlere dönüştürerek ihraç edebilmek için devlet- özel sektör işbirliği yaparak verimliliği  artırma yönünde  çalışmalar yapmalıdır.      
Bor konusunda ( bir şekilde  ! )  teknoloji transferi yapılmalı ya da geniş kapsamlı AR-GE ekibi oluşturularak uç ürünlerin üretimi yapılabilmelidir.      
Bor mineraliyle ilgili, en yüksek katma değerin yaratılması için maden işletmeciliğinden başlayan, borun uç ürünlere dönüştürülerek ihraç edilmesini kapsayan ve dünya pazarında daha önemli yere ulaşmayı sağlayacak ulusal bir Bor politikası belirlenmelidir.

Yorumlar

Hava Durumu
Tümü Anket
Hükümetin Suriye Politikasını Doğru Buluyormusunuz?

NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:

SPOR TOTO SÜPER LİG

Tür seçiniz:
Linkler
E-Gazete
  • Zaman
Sen de Yaz
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri
Siz de yazmak istemez misiniz?
Ziyaretçi Defteri
Arşiv