Güneş Enerji, Jeotermal Enerji, Hidro Enerji, Rüzgar Enerjisi, Dalga Enerjisi daha da bunları çeşitlendirebiliriz. Bu yakıtlar içersinde petrolün sınırlı rezerve sahip olması, petrol üretiminin 21. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra azalan üretim ve artan fiyat nedeni ile düşüş göstereceği, doğal gazın 200 yıllık bir ömrünün kalması, kömürün ise 3000 yıllık ömrü bulunmasına rağmen en kirletici yakıt olması üzerine yıllardır düşünülen problemlerdir.
Bunlar ayrıca sera etkisi ve küresel ısınmaya yol açmakta. Daha da vahimi küresel ısınmanın, uzun vadede öngörülen sonuçları ise daha vahimdir. Ortalama sıcaklık artışı bu hızla devam ederse, 2020 yılında deniz seviyesi bir metreye kadar yükselecektir. Bu da dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalmasına yol açacaktır. İşte bu noktada Ülkeler yeni enerji kaynaklarının keşfine girmişlerdir ve de bulmuşlardır, geleceğin enerji BOR Madenidir.
Bunun önemini ve işlevlerini sizlerle paylaşmak istedim. Bor stratejik ve ekonomik açıdan önemli bir mineraldir. Dünya rezervinin önemli kısmının Türkiyede olması ve bu rezervin ne şekilde değerlendirildiği gündemin önemli konusudur. Bor; cam, seramik, deterjan endüstrisi, roket yakıtı, optik camlar, sentetik gübreler, katkılı çimentolar, Antibiyotikler, fiber kablolar, yapay organlar, motorlar, yüksek performanslı motor yağları, kozmetikler, diş macunu yapımına kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır.
Bor ve ürünleri dünyada gelişmiş endüstri ve teknolojiye sahip ülkelerde 400 çeşide ulaşan uç ürünleri ile sanayinin temel girdisi durumundadır. Bu denli büyük bir öneme sahip olan mineralin dünyadaki üretimine iki ülke hakimdir. Dünya rezervinin % 63 üne Türki ye, % 10 una ise ABD sahiptir.
Türkiye tek başına dünyanın 450 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyele sahiptir. Türkiyede bor üretimini Eti Holding, ABD ise US Borax şirketi gerçekleştirmektedir. Dünya çapında üretimin %31 i Eti Holdinğe , % 37 si ise US Boraxa aittir.
Ülkemizde şu anda dünya toplam bor rezervlerinin %63 ünü topraklarında barındırmaktadır. Ancak bu oran MTA nın şu an yapılmakta olan rezerv tespit çalışmaları son bulunca %80 e varacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye, Dünya bor talebindeki büyüme de göz önüne alındığında yaklaşık 40 yıl sonra bu stratejik madenin tek üreticisi olacaktır. Bor rezerv ve üretimindeki bariz avantajlarımıza rağmen dünya bor ticaretinden aldığımız pay oldukça düşündürücüdür. Bu gün dünya bor tüketiminin oldukça büyük bir kısmı yine kuzey Amerika da yapılmaktadır.
Yani ABD hemen hemen kendi bor ihtiyacını ancak karşılamaktadır. Bu ise bor üretimi olmayan birçok Avrupa ülkesinin ve Çin in dışa bağımlı olması anlamına gelmektedir. Bu durum karşımıza bir avantaj olarak çıkabilir.Buna karşın Türkiye ortalama 200dolar /ton dan sattığımız %42 B203 tenörlü kolemanit cevherini ( Türkiye bu cevherde dünyanın tek üreticisi ve ihracatçısı konumundadır.) alan bir ihracatçı firma söz konusu ürünü öğüttükten sonra 600/650 dolar/ton fiyatla nihai kullanıcıya satabilmektedir.Bun dan sonra biz ne yapmalıyız;
YAPILMASI GEREKENLER
Ülkemizden ham olarak alınan bor öğütme işleminden sonra 4 katı fiyatına satılabilmektedir. Bu işlemin basit bir teknoloji ile gerçekleşebilmesine rağmen, ülkemiz boru ham olarak aracı şirketlere satmakta. O halde öncelikle öğütme işlemini yapacak yeterli sayıda tesis kurulmalı, bor madeni öğütme işleminden sonra satılmalı, ham bor satışı tamamen durdurulmalı ya da kota konmalıdır.
( Amerika gelecekte yaşanabilecek sıkıntıları göz önünde bulundurarak 1986 yılında kendi sınırlarında bulunan bor madenlerini rezerv olarak ayırmış ve üretimi durdurmuştur. Hatta bor madenlerini milli park ilan etmiştir. İhtiyacı olan madenide Türkiye den karşılamaktadır.)
Türkiye Bor mineralini işleyip satışını yapan ülkelerin, firmaların maden deposu haline gelmemelidir. Bor minerali uç ürünlere dönüştürüldükçe katma değeri artmaktadır. Ülkemizdeki uç ürün sayısı sınırlıdır. Bor mineralini daha çok sayıda uç ürünlere dönüştürerek ihraç edebilmek için devlet- özel sektör işbirliği yaparak verimliliği artırma yönünde çalışmalar yapmalıdır.
Bor konusunda ( bir şekilde ! ) teknoloji transferi yapılmalı ya da geniş kapsamlı AR-GE ekibi oluşturularak uç ürünlerin üretimi yapılabilmelidir.
Bor mineraliyle ilgili, en yüksek katma değerin yaratılması için maden işletmeciliğinden başlayan, borun uç ürünlere dönüştürülerek ihraç edilmesini kapsayan ve dünya pazarında daha önemli yere ulaşmayı sağlayacak ulusal bir Bor politikası belirlenmelidir.
Yorumlar