Mustafa Kemal'in Askerleri ve İslami Fobi

17 Haziran 2013, 12:18
Mustafa Kemal'in Askerleri ve İslami Fobi
Güzergâh
Türkiye üstüne oynanan oyunları yazmaya devam ediyorum.
Bu günü yorumlamak için tarihe düşülen notlara bakmak gerekir,diye düşünüyorum,acaba kimler ne zaman ,ne ler düşünmüşler,ve nasıl bir ''Dezenformasyon'' politikası izlemişler.

600 yıl dünyaya hükmeden Osmanlı imparatorluğu içine düştüğü zafiyet sonrası çökmüş, hasta adama Sevr antlaşması imzalatılmış (10 Ağustos1920) vatanın bütün toprakları İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan tarafından bölüşülmüştür. 19 Mayıs 1919 da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basması ile başlayan ‘’Kurtuluş savaşı’’ 24 Temmuz 1923 yılında, imzalanan Lozan Antlaşması ile son bulmuş, Misak-ı Millî' nin büyük bölümü gerçekleştirilmiştir.1927 yılında yapılan nüfus sayımında 11,5 milyon Türk, yaklaşık 2 milyon gayrimüslim olduğu saptanmıştır. Burada Kürtlerin nüfusunun Türk nüfusu içerisindeki oranı yıllardır bir muammadır. Kürtlerin varlığı tanınmadığı için oran konusunda sağlıklı bir veri yoktur.( 1.184.446 Kürt).Sünni ve Alevilerin nüfus kayıtları ise hiç tutulmamıştır.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti kurduğu zaman çok büyük bir problem ile karşılaşmıştır. Yeni cumhuriyetin sosyal, ekonomik, siyasi, askeri olarak yeniden dizayn, edilmesi gerekmektedir. Fakat manzara hiç te öyle iç açıcı değildir, halkın  %80 ‘i okur, yazar değildir ve ekonomi özellikle bankacılık ve sanayi gayri müslimler’ in elindedir. Durum vahimdir, Osmanlı kendi halkını tehdit olarak gördüğü için Anadolu’ yu askeri kaynak olarak kullanmıştır. Öyle ki İstanbul’a gelmek hatta mal satmak karneye tabi edilmiş adeta ekonomi azınlıklara peşkeş çekilmiştir. Anadolu halkının güçlenmesi, ekonomik ve sosyal anlamda gelişmesi baskılanmıştır. Devlet kadrolarının çoğu Ermeni ve Rum kadrolara, beyaz Türkler’ e teslim edilmiştir.
Atatürk vefat ettiği 1938 yılına kadar yapmış olduğu devrimlerle yeni Türkiye’yi yeniden imar etmiş, fakat siroz hastalığı onu bizden almıştır. İnanıyorum ki ömrü vefa etseydi Türkiye, bu gün ki Türkiye’den daha ileride olurdu.

1938 yılı sonrasında Türkiye’nin imarı ve şekillenmesinde dış mihrakların ve içerdeki beyaz Türkler ve masonist yapılanmanın arttığı ve güçlendiğini görmemek haksızlık olur.Bu güçler 1938-1950 ‘’Milli Şef’’ , ‘’Tek parti (CHP) döneminde’’ Türk halkının çimentosunun ‘’İslamiyet’’ olduğundan hareketle ‘’ Dinsizleştirme ’’ politikası uygulamasına geçmişlerdir. Camiler ihtiyaç fazlası diyerek ‘’Hayvan Ahırları’’ olarak kullanılmış, halkı dinden soğutmak için ‘’Ezan’’ yerine ‘’Tanrı Uludur’’ safsataları uygulamaya konmuştur. Kültürel ve ahlaki dezenformasyonu sağlamak için ‘’Köy enstitüleri’’ kurulmuş, yaratılan ‘’Ataist’’ öğretmen ordusu ile de ülkenin siyasi, askeri, ekonomik temellerine sızılmış, yargı, eğitim, yasama organları ele geçirilmiştir.

                                                                                               
Anadolu’ ya , orta ve yüksekokul götürülmemiş, Anadolu halkının okumasının önüne geçilmiştir .Büyük şehirler de kurdukları yabancı liseler ve üniversiteler ile  genç beyinler ailelerinden ve köylerinden kopartılarak, şehirlere getirilmiş ve dinsizleşdirilmiştir. Köyden kente göç teşvik edilerek Anadolu halkınn büyük şehirler de kültürel erezyon la yok edilmesi amaçlanmıştır. Toplu iletişim aracı olan televizyon,  ile ahlaki ve kültürel çöküntü sağlanmış, Türk aile yapısı dinamitlenmiştir. ’’Vurun Kahpeye’’ ,’’Aşk-ı memnu’’ ‘’Dallas’’, gibi filmlerle, her yerde sudan ucuz alkol satışı yapan birahaneler ile Türk halkı ‘’kültür ve Ahlak’’ dezenformasyonuna uğratılmıştır.

İç ve dış mihrakların Türk ordusu içinde yapılanması ve burayı ele geçirmesinin dışa vurumu tabi ki ‘’Şeriat’’ olmuştur.600 yıl süren bir imparatorluk şeriatla yönetilmezken, nasıl olmuşsa olmuş Türk ordusu halkını Şeriata karşı korur duruma sokulmuştur. Yaklaşık 200 bin subay ve astsubay’a sahip Türk ordusu adeta şeriat karşısında dik duran, cumhuriyeti kollayan bir görev üstlenir olmuştur.
Aslında Türk ordusunun mihenk taşı ’’MEHMETÇİK’’ Hz Muhammed isminden türetilmiştir.Osmanlı ve Türk ordusu ''Allah,Allah'' nidaları ile savaşa giderken nasıl olmuş da İslam karşıtı bir yapıya dönüşmüştür.

1960,1980 ihtilalleri ile halkın içinden çıkan Türk ordusu le yönetim vesayet altına alınmış.1980 sonrasında ise ‘’mili güvenlik kurulu’’ ile bu vesayete devam edilmiştir.  En son 28 Şubat 1997 post modern darbesi yapılırken  ’’Fadime Şahin’’ ‘’Aczimendi’’operasyonları ile ‘’Şeriat’’ geliyor korkusu kullanılmıştır. 
Halkın içinden çıkan Türk ordusu ve Türk toplumundaki bu dezenformasyon sonucu olarak  ‘’Mustafa Kemal’in Askerleri’’ adı altında İslami fobi korkusuna sahip gençler yaratılmıştır.
Taksim gezi parkı olayları ve bunun arkasındaki güçler işte bu kez son koz olarak halk ve halktaki ‘’İslami fobi’’ korkusunu sahaya sürmüş, İslami fobi korkusu ile gençlerin her yeri yakıp, yıkmaları sağlanmıştır. Buradaki gençler arasında bir araştırma yapıldığında görülecektir ki, gençlerin çoğunluğu ‘’İslami Fobik ’’ Türk gençleridir. En büyük korkuları da Akp iktidarının bu insanların Alkol tüketmesine sınır getireceği, özgür yaşama(seks) lükslerini ellerinden alacağıdır.

                         
Türkiye Ak parti iktidarı ve Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin öncülük ettiği ‘’hizmet hareketi’’ ve tüm dünya da açılan Türk okulları ile ulusal birliğini diri tutan ve toplumun çimentosu olan ‘’İslamiyete’’ tekrar kavuşmuştur. Vatanına, milletine sahip çıkan çağdaş, ahlaklı, kültürlü yeni bir neslin temelleri atılmıştır. Dünyanın ‘’Hasta Adam’’ ilan ettiği Türkiye yeniden ayağa kalkmakta ve tüm dünyaya meydan okumaktadır.

Yeni bir Dünya kurulacak ve bu dünya da Türkiye lider ülkeler arasında ki yerini mutlaka alacaktır.
2023 de Dünya devleti Türkiye’de buluşmak üzere… 

Yorumlar

Hava Durumu
Tümü Anket
Hükümetin Suriye Politikasını Doğru Buluyormusunuz?

NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:

SPOR TOTO SÜPER LİG

Tür seçiniz:
Linkler
E-Gazete
  • Zaman
Sen de Yaz
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri
Siz de yazmak istemez misiniz?
Ziyaretçi Defteri
Arşiv