banner30

Cihadın En Önemli Mimarı Akif'tir!

Kaliteli program ve söyleşilerle dinleyicileri buluşturan Medeniyet Vakfı, düzenlediği anma programıyla İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u yad etti. Programda yazar Ömer Küçükağa Ve Medeniyet Vakfı Genel Başkanı Beşir Eryarsoy dinleyicilere istiklal şairini ve onun mücadelesini anlattı.

28 Aralık 2013 Cumartesi 23:44
Cihadın En Önemli Mimarı Akif'tir!
banner12

  


Açılış konuşmasında Mehmet Akif’in ümmet adına çektiği ıstıraba değinildi. Zor zamanlardan geçen İslam ümmeti için konuşan, yazan, dik duran ve bülbül gibi feryad-ı figan eden Akif’i, yazar Beşir Eryarsoy şu cümlelerle dile getirdi;

  

Mehmet Akif, bir çok yönüyle ele alınması gereken 20. Asrın yetiştirdiği, İslamı bütün yönleriyle şahsıyla temsil edebilmiş, Müminin ıstırabına kafa yoran, çözüm arayan, emsaline az rastlanır bir Müslümandı.

Mücadelesini  yakından tanıdığınız ve Safahat’tan birkaç sayfa dahi olsa okuduğunuz zaman, Akif’in İslamı ne kadar derin anladığını, ümmetin geçmişte neler kaybettiğini, günümüzde nelere sahip olması gerektiğini çok iyi bildiğini müşahede edersiniz. Akif, tarihte mucizeler gerçekleştirebilecek bir ümmetin yeniden ortaya çıkmasının mümkün olduğunu gösterebilecek bir örnektir. Hasan El Benna, Mevdudi, Seyyid Kutub gibi bir çok İslam önderi gibi dava adamıydı. Davasına iman eden ve emin olandı. Ümmetin asla tembel, uyuşuk ve miskin olmaması gerektiği üzerinde ısrarlıydı:

Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak,

Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak.

Safahatı bir değil, birkaç kere okumalıyız. Ve şunu unutmamalıyız ki;  Akif dava adamı olduğu kadar zirvede bir edebiyatçıdır. Türk Edebiyatının doğuşundan bugüne kadar ki en büyük  edebiyatçıdır. Kur’an şairidir. Arap Edebiyatına da oldukça hakim olan İstiklal Şairi, Mısır edebiyatının zirve ismi Sadık Er Rafi’ye hayrandı.

Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb’ın kanlı kâbusu, 
Asırlar var ki, İslam’ın muattal, beyni, bâzusu, 
“Ne gördün, Şark’ı çok gezdin? ” diyorlar.

Gördüğüm yer yer ;
Harap iller, serilmiş hânümanlar, başsız ümmetler…

Akif düşünsel anlamda günümüzün deyimiyle Müslümanca takılan değil, o ümmetin derdiyle dertlenen, ümmetin problemine vakıf bir mümindi. Onun Fatih ve Süleymaniye Kürsüsünü, Berlin Hatıralarını, Gölgelerini, Haktan Seslerini okurken hassaslığını sizde hissedersiniz.

Tarihten bugüne kadar geçen süreye baktığınız zaman İslam adına ortada olan bir çok akımla karşılaşırsınız. İslamı temsil eden bu akımların dine hiçbir faydası dokunmamıştır.

70 sene önce Seyyid Kutub’un dediği gibi;

“İslamı ya büsbütün alın, ya da bırakın.”

Mehmet Akif davası uğruna bedeller de ödemiştir.  Giyecek başka bir esvabı olmadığı halde soğuk bir kış günü üzerindeki paltosunu bir garibana verecek kadar samimi bir müslümandır. O güzel günlerde davasının yanında olup, sıkıntıyı görünce kaçanlardan değildir.

Yazar Beşir Eryarsoy’dan sonra söz alan yazar Ömer Küçükağa, İslama hizmette 1 numara olan Akif’i henüz kimsenin aşamadığını belirtti.

"Anadolu’daki cihadın en önemli mimarı Akif’tir." 

4 yaşında Kur’an okuyan, müderris babasından daha o yaşlardayken Arapça öğrenmeye başlayan, ilerki yıllarda baytar mektebi mezunu, Arapça, Fransızca ve Farsça’yı okuyup yazacak ve tercüme edecek derecede iyi bilen donanımlı bir şairdir. Meşihat-ı İslamiye’nin baş katipliğini yaparken, nerede bir cihad hareketi duysa oraya giderek mücahidleri cihada teşvik ettiği için İstanbul hükümeti tarafından görevinden azledilir.Fakat şunu belirtmek gerekir ki; Anadolu’daki cihadın en önemli mimarı Akif’tir. Kastamonu’da konuşma yaptığı zaman yer yerinden oynamıştır. 1921 de İstiklal Marşı’nın kabulünden sonra 1923 te kurulan Cumhuriyet meclisinde yönetici kadroda bulunmasına rağmen, Burdur Mebusu Mehmet Akif, şahit olduğu bazı hadiselerden dolayı siyasetten geri çekilerek çok kırgın bir şekilde Mısır’a gitmiştir. Çeşitli tehditlerden sonra, orada da takip edildiğini fark edince “Ben vatan haini miyim? Peşime hafiye takıyorlar” dediği hatıralarında sabittir.

Mehmet Akif dini hassasiyeti olan bir insandı. 7 yıl emek vererek yazdığı Kur’an mealini “benim mealim namazlarda Türkçe okurken kullanılırsa” korkusuyla yayınlatmaktan vazgeçmiştir.

Sezai Karakoç üstat Akif için şöyle der:

“Akif körükçüdür. Ateşin içinden çıplak elleriyle aldığı demire başka bir şekil aldırır.”

    

Alim Hasan El Benna ve Akif oldukça birbirlerine benzerler. İkisi de üst düzey edebiyatçıdır, büyük hatiptir. Onlar konuştuğunda herkes ayağa kalkar. İnsanların ruhları dalgalanır.

Tarihe hem kalemi hem de hitabeti güçlü olan çok az insan gelmiştir. Bu iki özellikte hem Benna’da hem de Akif’te mevcuttur.

İki alim de ilhamlarını Kur’andan alır. İslama dair kanaatleri aynıdır. Ve özgündürler. Sprotmenlik konusunda da ustadırlar. Akif Boğaz’ı yüzerek geçerken, Benna ise Filistin cihad hareketi kamplarında öğrencilerin yapamadıklarını yapacak kadar çevik bir insandır.

Tertemiz ailelerde yetişen İslam önderleri için aile eğitimi çok önemlidir. Akif’in babası çok önemli bir müderrisken, Hasan El Benna’nın babası ise 36 ciltlik bir hadis kitabı müellifidir.

Akif der ki;

“Sözüm doğru olsun, odun gibi olsun.”

Mithat Kuntay onun hem rakibi hem de fikir düşmanı olmasına rağmen Akif’i şöyle tanımlar:

“Akif benim hayatımda gördüğüm bir tane yüz taşıyan tek adamdır.”

Evet. O iki yüzlülük nedir bilmeyen, karşıtlarını bile kendisine hayran bırakan bir insandı.

Birbirine benzeyen  Mehmet Akif ve Hasan El Benna makam ve mevki sahibi olma arzusunu hiçbir zaman taşımamış ve evlatlarına mal mülk bırakmadan vefat etmişlerdir. İkisinin de cenazesinde yalnızca dört kişi vardı. Benna’nın cenazesini dört kadın ve bir yaşlı adam kaldırırken Akif’in naaşı, üzerinde bayrak bile bulunmayan bir tabutla dört asker ile defnedilmeye götürülüyordu. Beyazıt’ta bir kişinin “ bu kimin cenazesi?”diye sorması üzerine Akif’in olduğunu öğrenmesinin ardından İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin de  katılımıyla cenaze defnedilmiştir. Fakat ne acıdır ki cenaze de konuşma yapılanlar daha sonra gözaltına alınıp tehdit edilmişlerdir. Ama ne mutlu ki Akif yeniden ümmetin gündemindedir ve hep öyle olacaktır.

Değerli şahsiyet Mehmet Akif’i anlatan Ömer Küçükağa’ya konuklar tarafından yöneltilen sorular sonrasında program sona erdi.

 

 Haber: Özlem Doğan

 

 

 

 

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Haber Verin
Seçimin Nabzı
Hava Durumu
Tümü Anket
Hangi Cep Telefonu Operatörünü Kullanıyorsunuz ?

NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:

SPOR TOTO SÜPER LİG

Tür seçiniz:
Linkler
E-Gazete
  • ZAMAN Gazetesi - 09 Aralık 2013 Manşeti
Sen de Yaz
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri
Siz de yazmak istemez misiniz?
Ziyaretçi Defteri
Arşiv

banner18