Dünya siyasetinde olmayacak şey yoktur ve bir sürü şaşırtıcı olayla doludur. Daha düne kadar İran’la kanlı bıçaklı olan ABD ve İsrail bugün birbirlerine kur yapmaya başladılar. Önce İran, Büyük Şeytan diye nitelediği ABD ile görüşmelere başladı. Arkasından İsrail cumhurbaşkanı Şimon Perez 9 Aralık 2013 günü basında İran’la düşman olmadıklarını söyleyen bir haberini okuduk. Dün hükümet İran ve Suriye ile iyi ilişkilerdeyken bizi suçlayan bu devletler, bugün zordaki Suriye liderine destek verip İran’la görüşme sırasına girmişlerdir.

Bu ara İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez daha da ileri gidip bir İranlıyı dünyanın ilk Siyonist lideri ilan etti.* Evet yanlış duymadınız bir İranlıyı. Şimdi bu nereden çıktı, nasıl iştir bu diyebilirsiniz. Şimon Perez’in söyledikleri aynen doğrudur. Yahudi Irkı varlığını bu lidere borçludur ve büyük bir ihtimalle bu lider olmasaydı Yahudilikte tarihten silinebilirdi. Kimdir bu tarihteki lider? Tevrat’taki ifadeyle Pers Kralı Koreş’ti. Bırakın Pers Kralı Koreş’in ilk Siyonist lider olmasını ayni zamanda Yahudilerin beklediği kurtarıcı MESİHTİ. İşte bu unvan ilk Siyonist lider olmasında çok daha önemli bir konudur.

“6-Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.

7-Davut’un tahtı ve ülkesi üzerinde egemenlik sürecek. Egemenliğinin ve esenliğinin büyümesi son bulmayacak. Egemenliğini adaletle, doğrulukla kuracak Ve sonsuza dek sürdürecek. Her Şeye Egemen RAB’bin gayreti bunu sağlayacak.” (Yeşaya-9)

Yeremya Peygamber ise esaretin 70 yıl süreceğini daha sonra Babil’in Mesih tarafından yok edileceğini bildirir. Evet, olay aynen Tevrat’ta yazıldığı gibi beklenen Mesih gelir ve esaret 70 yıl sonra MÖ: 516’da sona erer. Ancak ortada ters bir durum vardır. Beklenen Mesih gelmesine geldi ama garip bir şey vardı. Tevrat Yeşaya bölümünden yine okuyalım:

“1 RAB meshettiği kişiye, Sağ elinden tuttuğu Ko­reş’­e sesleniyor. Uluslara onun önünde baş eğdirecek, Kralları silahsızlandıracak, Bir daha kapanmayacak kapılar açacak. Ona şöyle diyor:

2-“Senin önün sıra gidip Dağları düzleyecek, Tunç kapıları kırıp Demir sürgülerini parçalayacağım.

3-Seni adınla çağıranın Ben RAB, İsrail’in Tanrısı olduğumu anlayasın diye karanlıkta kalmış hazineleri, gizli yerlerde saklı zenginlikleri sana vereceğim.

4-Sen beni tanımadığın halde kulum Yakup soyu ve seç­tiğim İsrail uğruna Seni adınla çağırıp onurlu bir unvan vereceğim.

5-RAB benim, başkası yok, Benden başka Tanrı yok. Beni tanımadığın halde seni güçlü kılacağım. 13-Koreş’i doğrulukla harekete geçirecek, yollarını düzleyeceğim. Kentimi o onaracak, Sürgünlerimi ücret ya da ödül almadan o özgür kılacak.” Böyle diyor Her şeye egemen RAB.” (Yeşaya-45)

Gelen kurtarıcı gelmişve esaret sona ermişti ama bekledikleri gibi Davut soyundan bir Yahudi değil bir İranlı idi. İranlı olan Pers Kralı Koreş (Kirus, Kyros) MÖ: 537’de o zamanki Babil Kralı Baltazarı yenip, Babil’i alıp Yahudileri serbest bırakıyor, kendisine bağlı bir yönetim kurduruyor ve Yahudiler de MÖ: 516’da tekrar Kudüs’e dönüp tapınaklarını kuruyorlar. Şimdi bu olayları yorumlayalım. Bu olayda son derece önemli gerçekler var. Nedir bunlar?

Gelelim bu olaydaki ikinci büyük gerçeğe. Tevrat’taki (Tanak) peygamber kitaplarında Babil istilasından Tanrı tarafından gönderilecek Mesih, Hz. Davut soyundan gelecek bir Yahudi olduğu yazılıydı. Gelen Mesih bir İranlı olunca ilerleyen yıllarda olan yeni sürgünlerde hep ayni bekleyiş tekrarlandı ve en son 2000 yıl süren sürgün döneminde birçok Mesih ortaya çıktı. Ancak hiç biri Yahudileri bu esaretten kurtaramadı. En sonunda 2. Dünya savaşından sonra 1948 yılında bir Yahudi Devleti kuruldu. Fakat ortada beklenen Mesih yine yok. Olmaması çok doğal çünkü Mesih Babil istilasında üretilen bir kahramandı ve geldi geçti. Bu yüzden birçok Yahudi din adamı daha da ileri giderek “Mesih gelmeden Filistin’e göç olmaz, bu devlet Siyonist şeytan devlettir” diye bu devlete itaat etmemektedirler.

Bir de işin Hıristiyanları ilgilendiren kısmı vardır. Onlarda beklenen Mesih Hz. İsa’dır diye tutturdular. Hıristiyanlarda onu bekliyor. Yahudiler haklı olarak, “ Hz İsa nasıl Mesih olur. O daha 3 yılda çarmıha gerildi. Onun zamanında esaret bitmedi ve asıl esaret başladı “ diye haklı olarak karşı çıkmışlardır. Hıristiyanlarda asıl kurtuluş Hz. İsa’nın ikinci gelişinde diyerek geliş öncesi kehanetlerden olan İsrail Devletini kuruluşuna ve Süleyman Mabedinin tekrar kurulması konusunda Yahudilere destek verip, Tanrı’yı kıyamete zorlamaktadır. Evet, bu konu bu kadar önemli ve çetrefilli bir konu. Aklı olan beri gelsin. Dileyen hala Mesih bekler, dileyen bu gerçeklerin doğruluğunu araştırır. Dan Brawun’un kulakları çınlasın bu konuyu romanlaştırsa yer yerinden oynar. Ortada Ne Yahudilik kalır ne de  Hıristiyanlık.