“Öncelik verdiğimiz konu vatandaş odaklı hizmettir”

Bu sayımızda sizler için camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müze olan Edirne’yi ekonomisinden sanayisine, tarımından kültürüne kadar Sayın Edirne Valisi Gökhan SÖZER ile konuştuk…

14 Mayıs 2012 10:55
Ayşe YAYLACI: Sayın Valim Röportaja sizden bahsederek başlamak isterim. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Vali Gökhan SÖZER: Ben Adapazarı’nda dünyaya geldim. İlk ve ortaöğrenimimi Adapazarı’nda okuduktan sonra Siyasal bilgiler fakültesinden mezun olarak büyük idare mesleğine kaymakamlığa başladım ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kaymakamlık yaptıktan sonra 2003 yılının başında Yozgat Valisi olarak atandım. Daha sonra Kocaeli Valiliği 2 yıldır da Edirne Valisi olarak görev yapmaktayım. 

Ayşe YAYLACI: 2010’da Edirne Valisi olarak göreve getirildiniz. Edirne‘yi sizden önce ve sizden sonra ki haliyle nasıl anlatırsınız?

Vali Gökhan SÖZER: Edirne tabi geçmişte Osmanlı’ya başkentlik yapmış çok önemli vilayetlerimizden bir tanesidir. Dolayısıyla önemli bir Tarih ve kültür mirasına sahip ancak, çeşitli savaşlar ve işgaller nedeniyle şansızlıklara da uğramış. Bu şanssızlıklar Edirne’yi tahripte etmiş. Ama Cumhuriyet döneminde istikrarlı bir yönetim hem ülkemizde hem Edirne’de olduğundan, Edirne tekrar ayağa kaldırılmış Türkiye’nin bir sınır ili olarak, Avrupa’ya açılan bir ili Avrupa Birliği’nin sınırı olarak önemli bir il olma konumuna yeniden ulaşmıştır. Tabi Edirne’de bizden öncede çok önemli görev ve hizmetler yapılmıştır. Bizim yaptığımız 2 yıldır bu hizmet ve görevlerin vatandaş odaklı, vatandaş memnuniyeti esasına dayalı olarak sürdürülmesi, devam ettirilmesidir. Önem verdiğimiz öncelik verdiğimiz konu vatandaş odaklı hizmettir. Biz bizden önce yapılan tüm hizmetleri devam ettirmeye geliştirerek sürdürmeye çaba sarf ediyoruz. Tabi ihtiyaçlar sürekli artmakta ve değişmektedir. O nedenle yeni ihtiyaçların Edirne’de süratle tamamlanmaya çalışıldığı da ortadadır. Edirne duble yollarıyla, tüm sulama projeleri ve barajlarıyla -kaldı ki sadece 2011 yılında DSİ tarafından 200 milyon bir yatırım yapılmıştır, yine karayolları tarafından büyük yatırım yapılmıştır-, bunun dışında köy hizmetleri, eğitim, sağlık alanlarında da ciddi yatırım ve hizmetler yapılmış, yapılmaktadır. Edirne aldığı yatırım ve hizmetler açısından şanslı bir ildir. Bu yatırım ve hizmetler artarak devam etmektedir.

Ayşe YAYLACI: Edirne’ye yapılan yatırımlar her geçen gün artmakta, bu durumu yeni teşvik sistemi ile birlikte açıklar mısınız?

Vali Gökhan SÖZER: Şimdi Edirne sektörel bazda hizmet ağırlıklı bir ildir. Yani turizmden hizmete kadar yapılan faaliyetler sektörel olarak ekonominin % 48’ini oluşturmaktadır. % 40 kadarını da tarım ve hayvancılık sektörü, kalan % 12’lik kısmını sanayi oluşturmaktadır. 1.sektör turizm ve hizmet, 2. Sektör tarım, 3. Sektör sanayi sektörüdür. Tabi tarım özellikle hayvancılık daha önce uygulanan teşvikler sonucunda büyük gelişme göstermiş, ciddi bir ivme kazanmıştır. Bunun dışında sanayi yatırımları için teşvik yasasında değişiklik olmuş, 1. Bölge olan Edirne 2. Bölgeye çıkarılmıştır. Yani önceki teşvikten bir miktar daha fazla teşvik alacaktır. Ama Türkiye 6 bölgedir. Elbette bu teşvikler, daha alt bölgelerde ki teşviklerle kıyaslanmayacak kadar azdır. Netice itibariyle bu gelişmeler çeşitli parametriklerle tespit edilmiş bir düzeydir. 2. Derece kalkınmadan öncelikli teşvik bölgesi olarak Edirne bir miktar avantaj sahibi olmuştur. Şüphesiz yatırımcılar da bu 2. Bölge avantajlarından istifade edeceklerdir. 

Ayşe YAYLACI: Ülkemizde Edirne tarım ve hayvancılıkta önemli bir rol oynuyor. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Trakya Hayvancılık Kongresi Edirne'de yapıldı. Toplantıda Türkiye'yi tarımda dünyada 11. likten 7. lige ve Avrupa da 1. Lige getirdiğiniz konuşuldu. Bu büyük bir başarıdır. Nasıl değerlendireceksiniz ve Tarım ve hayvancılık konusunda yatırımcıya uygulanacak teşvik projelerinden bahseder misiniz? 

Vali Gökhan SÖZER: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Edirne’de Tarım Bakanlığı, İlgili Sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın katılımıyla Tarım ve hayvancılık kongresi yapıldı. Zaten hayvancılığı tarımdan bağımsız olarak telaffuz edemezsiniz. O yüzden hayvancılığı söylerken tarım ve hayvancılık olarak söylemelisiniz. Çünkü hayvancılık tarım toprakları üzerinde tarıma bağlı olarak yapılır. Netice itibariyle tarıma dönüşü vardır. Dolayısıyla hayvancılık tarımla iç içe geçmiş bir faaliyet dalıdır. Bunun kongresi elbette hayvancılık için Türkiye’de, tabi Avrupa’ya sınır olan bir kent olduğumuz için de ve Balkanlarla Avrupa açısından önemi nedeniyle Edirne’de yapılması da anlamlı olmuştur. Burada hem mevcut durum masaya yatırılmış, kazanılan mesafe ve elde edilen avantajlar değerlendirilmiş, bunun dışında sorun ve ihtiyaçlar masaya yatırılmıştır. Bu Bakanlık mensupları, Odalar ve Borsalar Birliği mensupları tarafından Sivil Toplum Kuruluşları tarafından bu talep ve ihtiyaçlar gündeme getirilip değerlendirilmiştir. Çokta yararlı bir kongre olmuştur. Burada ki amaç Türkiye’nin ve Edirne’nin tarım ve hayvancılığına katkı sağlamaktır. Sorunlarını değerlendirmektir. Bunlara çözüm aramaktır. 

Ayşe YAYLACI: Zannediyorum 2 yıl öncesi yatırımcıya teşvik için devlet arazilerinin 49 yıllığına kiralanması gibi bir proje söz konusu idi. Şu anda böyle bir proje söz konusu mudur? 

Vali Gökhan SÖZER: Şu anda Trakya’da, Edirne’de devlete ait arazilerin kiralanması gibi bir konu mevzu bahis değildir. Bunu düzenleyen özel bir teşvik yasası yoktur. Ama genel kurallara göre mali hazineye ait arsalar kiralanabilir, satılabilir. Ama kamuya ait yerlerin vatandaşa tarım veya hayvancılık için kiralanması, verilmesi gibi bir düzenleme yoktur. 

Ayşe YAYLACI: Edirne ekonomisinin dolaylı yoldan yapabildiği kadarıyla ithalat ve ihracat verilerini nasıl değerlendirebilir siniz?

Vali Gökhan SÖZER: Edirne doğrudan ithalat ve ihracat yapan bir il değildir. Ama Edirne’de Avrupa’nın en büyük kara kapısı vardır. Ve dört tane de gümrük kapısı vardır. Aynı zamanda iki tane de demir yolu kapısı vardır. Bizim altı tane kapımız vardır. Bunların hepsi Avrupa’ya dolayısıyla dünyaya açılıyor. Buradan senede 4 milyon araç giriş ve çıkış yapıyor. Bunların önemli bir kısmı mal ve ürünleri yurt dışına çıkarıp yurt içine sokuyor. Yani kara yolu ile ciddi bir ithalat ve ihracat yapılıyor. Dolayısıyla önemli bir yer ve konumundayız. Bu kapılardan Türkiye’nin çok önemli oranda girdisi ve çıktısı sağlanmaktadır. İthalat ve ihracat anlamında Türkiye’nin önemli kapılarından birisiyiz. Ama Edirne kendisi bizzat ithalat ve ihracat yapıyor diyemeyiz. Bu konuda oldukça gerideyiz. Dolaylı olarak Edirne’nin ithalata ve ihracata önemli bir katkısı vardır. 

Ayşe YAYLACI: Edirne ekonomisinde turizm ve hizmet akabinde tarım ve hayvancılık 1 ve 2. sıralarda yer alsa da sanayiyi geliştirmek amacıyla 0SB’i 2 Ocak 2012’de faaliyete açtınız. Sizde Müteşebbis Heyet Başkanısınız. Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluşundan ve şu an ki durumundan bahseder misiniz?

Vali Gökhan SÖZER: Şimdi Organize Sanayi Bölgeleri; sanayinin belirli bir düzen ve intizam içerisinde, kurallara uygun faaliyet göstermesi ve üretim yapması için kurulmuş tüzel kişiliklerdir. Dolayısıyla biz tüm sanayi yatırımlarının organize sanayi bölgesi içerinde yapılmasını istiyoruz ki çevreye, kente, insana zarar vermemesi, daha kontrollü olabilmesini sağlayalım. Zaten devlette bizim mevzuatımızda OSB içerisindeki yatırımları teşvik ediyor. Bizde Edirne’de sanayinin OSB içerisinde kurulup faaliyet göstermesini istiyoruz. Tabi illerin sanayi ayağı olmadan kalkınması ve genişlemesi mümkün değildir. Edirne’nin sanayi ayağını genişleterek kalkınmasını hızlandırmak istiyoruz. OSB’de şu an itibariyle 6 fabrika faaliyettedir. Ama çok yakın gelecekte diğer fabrikalar da faaliyete geçecek. İlk önce 4, sonra 5, sonra tekrar 5 fabrika kademeli faaliyete geçmiş istihdam yaratmış olacaklar. Ama bizim şuan da sanayiciye tahsis etmediğimiz OSB içerisinde 40 parselden sadece birkaç tanesi vardır. Diğerlerini tahsis ettik. Ve hepsi bunların ruhsat müracaatlarını, yatırım müracaatlarını yaptılar. Bir kısmı inşaatlarına başladılar. Netice itibariyle önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde OSB’nin tümünün faaliyete geçmesini bekliyoruz. Tabi bölge dolduktan sonrada genişleme alanı var. Hemen genişleteceğiz. Şuan 1000 dönümdür. Dolduktan sonra 1500 dönüme genişleteceğiz. Yani 1-2 sene içerisinde büyümemizi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Ayşe YAYLACI: Böylelikle Edirne’de müthiş bir iş istihdamı yaratmış olacaksınız öyle değil mi? 

Vali Gökhan SÖZER: Evet. Çok önemi bir istihdamdır. Ekonomiye çok büyük bir girdi, katkıdır. Türkiye ekonomisinin büyümesine, verilerinin artmasına büyük katkı sağlayacaktır. 

Ayşe YAYLACI: Edirne ile ilgili son çıkan haberlere baktığımızda ‘Sedef Kule’ ile yap-işlet-devret modeli ile karşılaşıyoruz sıkça. Siz bu konu hakkında neler düşünüyor sunuz?

Vali Gökhan SÖZER: ‘Sedef Kule’ Belediyemizin bir projesidir. Bulgaristan ve Yunanistan’ı görebilecek bir kuledir. İnsanların dinleneceği alışveriş edeceği düşünce olarak hizmet bazlı güzel bir projedir. Tabi yap-işlet ile birkaç kez ihaleye çıkmasına rağmen taliplisi çıkmamıştır. Muhtemelen tekrar yap-işlet modeliyle ihaleye çıkarılacaktır. Taliplisi olursa yapılacaktır. Aksi takdirde belediye kendi kaynaklarıyla da yapabilir. Hizmet ve turizm yatırımı açıcından güzel bir projedir.

Ayşe YAYLACI: Edirne’ye bu kadar çok yatırım yapılmasını siz neye bağlıyorsunuz?  

Vali Gökhan SÖZER: Şimdi Edirne İstanbul’un Avrupa’ya açılan yüzüdür. Dolayısıyla İstanbul Türkiye’nin çok önemli ekonomik-sosyal potansiyelini muhafaza ettiği için Edirne bu havzanın ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte bir bölgedir. Ama tabi bizim 100 binlik çevre hazım planlarımız ve 25 binlik planlarımız yapıldığı için biz toprakların kullanımını ve yerleşimini disiplin içerisinde almış bulunmaktayız. İmar planlarımız yapıldığı için dolayısıyla Trakya’yı düzensiz yapılanmadan veyahut düzensiz çevreye zarar verici sanayi yatırımlarının önüne geçtiğimiz için, bu bizim için büyük avantajdır. Trakya’nın çevreciliğini de bu imar planlarıyla koruduğumuzu düşünüyoruz. 

Ayşe YAYLACI: Siz bir yatırımcı olsaydınız Edirne’ye hangi yönde yatırım yapardınız? 

Vali Gökhan SÖZER: Ben yatırımcı olsaydım Edirne’nin avantajlarını, sağladığı imkânları değerlendirerek yatırım yapabilirdim. Bu bağlamda Edirne’ye her türlü yatırım yapabilirsiniz. Turizm, tarım veya hayvancılık yapabilirsiniz. Bu sizin neyin yatırımcısı olduğunuza bağlıdır. Siz hizmet sektörüyle uğraşıyorsanız çok ciddi bir yatak açığımız vardır. Otel yatırımı yaparsınız. Siz hayvancılık sektörüyle uğraşıyorsanız çok ciddi bir besi ve süt hayvancılığı yatırımı yaparsınız. Siz tarım sektörüyle uğraşıyorsanız meyvecilikten çeltiğe kadar, geleneksel veya yapılmamış çeşitli ürün modellerini üretebilirsiniz. Siz sanayiciyseniz Avrupa ve Balkanlara açılabilmek için bu sektöre yatırım yapabilirsiniz.

Ayşe YAYLACI: Edirne büyük bir tarih ve kültür mirasını barındırıyor. Biraz da kültür alanından bunun yanında sağlık, eğitim alanlarından bahsedebilir misiniz? 

Vali Gökhan SÖZER: Şimdi Edirne çok ciddi olarak tarih ve kültür mirasına sahiptir. Bu Türkiye’de çok az yerde bulunabilen özelliklerdendir. Kaldı ki dünya üzerinde de Edirne niteliğinde çok az şehir ve eser vardır. UNESCO tarafından Selimiye Camii ’si 2011 Haziran ayında Dünya Kültür Miras Listesi’ne alınmıştır.. Ve Türkiye’nin 10. Miras listesindeki eseridir. Ayrıca bizim Kırkpınar Güreşlerimiz de somut olmayan kültür miras listesine girmiştir. Yani Edirne hem somut hem somut olmayan Dünya Kültür Miras listesine girmiştir. Bu çok ciddi bir başarıdır. Tabi camilerimiz, köprülerimiz, kapalı çarşılarımız, hanlarımız, kervansaraylarımız, çok nadide örneklerdir. Bizim için çok değerlidirler. Bunların pazarlanması, değerlendirilmesi, görülmesi de turizmi ve kültür turizmini canlandırmaktadır. Bu da Edirne’de turizm açısından gözle görülür bir gelişmeye neden olmaktadır. Her yıl artan oranda Edirne’ye yapılan geziler düzenlenmektedir. Buda ciddi bir turizm potansiyelimiz olduğunu göstermektedir. Amacımız Edirne’yi daha fazla tanıtıp daha fazla yabancı turist çekebilmektir. En önemlisi konaklamalı turist çekebilmektir. Bura da kalış sürelerini ve harcamalarını arttırıp katkı sağlamak.  

Ayşe YAYLACI: Peki, az önce Edirne’nin yatak sıkıntısından bahsettiniz. Bu sıkıntıyı çözebilecek projeleriniz var mı?

Vali Gökhan SÖZER: Özellikle pik zamanlarda ciddi bir talep patlaması var. Bu ihtiyacı karşılayamıyoruz. Dolayısıyla var olan bir yatak talebi var. Şu an da sınırlıdır.
Biz bu hususta sürekli yeni yatak yapılması için yatırımcıyı teşvik edip destekliyoruz. Şuanda 3 büyük otel projesi yapılmaktadır. Kısa zamanda bu sorunu çözeceğiz. 

Ayşe YAYLACI: Kültür Turizmi açısından Edirne kaçıncı sırada yer alıyor. Bu bağlamda 2012 içi hedeflediğiniz bir rakam var mı?


Vali Gökhan SÖZER: Türkiye’de birkaç tane kültür destinasyonu bölgesi vardır. İstanbul bir kongre ve kültür destinasyonudur, Muğla, Antalya bir deniz ve tatil destinasyonudur, Afyon bir sıcak su termal destinasyonudur. Edirne bir kültür destinasyonudur. Uluslararası tanıtım zemininde daha fazla mesafe aldığınızda yabancı turistlerin kültür gezilerinin Edirne yoğunlaşacağını umuyoruz. Tabi bunun sırasını bilemiyorum. Her biri kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Antalya turizmin başkentidir. Neden? Deniz turizmi var binlerce on binlerce yatakları ve havaalanları vardır. Birbirlerine karıştırmamak gerekir. Edirne’ye gelen turist kültür turizmi için geliyor. Camilerimizi görüyor, Kırkpınar’ı izliyor, köprüleri mimari eserleri görmeye çalışıyor. Mesela bizim bir sağlık müzemiz vardır. 2011 yılı içerisinde kayıtlı 200 Bin kişi bu müzeyi gezmiştir. Bu bir müze için çok büyük bir rakamdır. Ziyaretçi sayısı 100 Binler ile ölçülebilen çok az sayıda müze vardır. Selimiye’nin yılda 1-2 Milyon ziyaretçisi vardır. Tabi Selimiye’nin ziyaretçi sayısını tam bilmemiz imkânsızdır.

Ayşe YAYLACI: 2012 projeleriniz ve hedefleriniz nelerdir?

Vali Gökhan SÖZER: Edirne’nin turizminden çok bahsettik. Bu turizm hedeflerimizi yükseltmek istiyoruz. Ekonomiyi veya illerin gelişmişliğini bir ayağa bağlamak çok zor değildir. Turizmi, tarımı ve sanayiyi 3 ayaklı olarak düşünmeliyiz. Kalkınmayı bu kolların hepsini geliştirerek sağlayabiliriz.
Mesela Hayvancılık -et ve süt ürünleri- ülkemizde dönem dönem krize giriyor. Edirne gibi potansiyeli yüksek bir yerde bunu değerlendirmezseniz zayi etmiş olursunuz. Dolayısıyla hayvancılık -et ve süt üretimi- konusundaki potansiyelimizi sürekli geliştirmemiz gerekir. Bu bağlamda devam eden çiftlik projelerimiz var. Bunlar önümüzdeki günlerde faaliyete geçecektir. Devler su işlerinin, karayollarının, çok ciddi projeleri var. Bunlar sulama kanalları ve ulaşım ile ilgilidir. Sağlıkta çok büyük bir 400 yataklı hastane projemiz var ve bunları faaliyete geçirmeye çalışıyoruz.3 yıl sonra hizmete girmesini planlıyoruz. Eğitim alanında bir üniversitemiz var. Ve ortaöğrenim kurumlarımız Türkiye standartlarının üzerinde bir eğitim standardına sahiptir. Bunların hepsi bizim hem hedeflerimiz hem projelerimizdir.

Edirne’de yapılacak her başarının ortak bir sinerji ile ortaya çıkacağı açıktır. Edirneliler ’in veya Edirne’ye ilgi duyan herkesin bu sinerjiye, yatırıma, hizmete veya çalışmaya katılması gerekir. Bu konuda herkesi bu sinerjiye, Edirne’yi kültürden tarıma tarımdan sanayiye kadar her türlü yatırımda beraber olmaya davet ediyorum…
Kaynak : HaberMRT
Bu Haber 104 defa okunmuştur.
 
Yorum Ekleyin